Elime alıp yalnızlığı yürürken
Takvimsiz günlerin yapraklarını izliyorum dökülürken yere ağacından
Çaresizliktir aslında yaprakların sararmış yüzünün adı
Sevinç değil artık çocuklar gibi karlarda yuvarlanmak
Kim görebilecek bundan böyle muştusunu güzel günlerin bağıra çağıra
Duyabilecek olan kim
_Yoruldum çaresiz yaprakların sararmış yüzü olmaktan,
Yoruldum yapraklarını yitiren ağaçlar gibi yıkılmaktan,
Yoruldum temmuzunda bile alev alev donmaktan,
Yoruldum muştusunu güzel günlerin hayalime almaktan
Yorgunluğumu allayıp pullayıp koyuyorum yastığımın altına
Salına salına iniyor yıldızlar gece merdiveninden
Işığını vuruyor damımızın üstüne ay bulutun ardından çıkıp
Firari gölgeler beliriyor odamın köhnemişliğinde
Ve pasaklı bir göz dolaşıyor duvarların her karesinde
Hiç tereddüt etmeden hasretini çekiyorum içime
Cigarasızlığıma inat üstelik tek nefeste
_Yoruldum ömrüm gibi kibriti yakmaktan,
Yoruldum cigaramdan önce cayır cayır yanmaktan
Yoruldum içime çekmekten bu koca boşluğu
Yoruldum gözlerimi bir gözden saklamaktan.
Yalnızlık ustura tadında keskin bileniyor sırtıma,
Sırtımda açılan yaraya tuz basıyor gözyaşları.
Bu kentin yorgun gözleri doluyor aniden
Hiç bir duvara yazılamayacak kadar büyüktü hüzün
Hiç elin taşımayacağı kadar ağırdı bu vebal
En korkunç lanetlerin içinden geçiyorum artık ağır adımlarımla
Yaralarım hiç biri göstermeyecek kendini,
Bağlamayacak kabuklarını ve kaşınmayacak hiç bir zaman,
Bir damla gülümseme dökülmüş mektuplara uzanmayacak ellerim
Ellerim ortalık yerde bir zarfa aranacak...
_Yoruldum kalemimin gözlerine bir yalnızlık gibi bakmaktan,
Yoruldum boş sayfaların çığlığını her gece odamda duymaktan,
Yoruldum zarfsız mektupları titrek adımlarla boşluğa yazmaktan...
Ne çare ki
Bırakıyorum artık kendimi denizin girdabına
Okyanusun en derin yerinde bir suskunluk var üstelik
Bir insan boyu kadar büyüyor dalgalar
Yüzmeyi bilmeyen,
Sevişmelerde terlemesini öğrenememiş acemi bedenim;
Ciğerlerimde nikotin haylazlığı
_Yoruldum acemiliğimle yüzme öğrenmek için çırpınmaktan,
Yoruldum suskunluğun resmini yüreğime çerçevesiz asmaktan,
Yoruldum cigarasızlığımda bile nikotine sevdalanmaktan.
Madem alnımın en uzun çizgisine kazılmışsa bu yalnızlık
Gelsin otursun.
Yanağımdaki en ücra yerine yakıştırmışsa kendini
Yakıştığı yerde çakılı kalsın,
Günün ilk ışıklarıyla doğsun doğamadıgınca büyük bir sancıyla
Kumdan bir düştü belki, tuğladan bir rüya örülmüştü başımıza,
Bu sancıyan yerinde Okyanus'a mı gebe doğacak güneş
Yıldız olan kendini pervasızca sensizliğin evrenine mi atacak
Sonrası güne, geceye, güneşe ve yıldıza bakıp,
Ay dingin öfkeyle deniz'de mi ihtihara kalkacak
_Yoruldum Kumdan düşler yapmak için çocuk olmaktan,
Yoruldum alnımda en uzun çizgide yalnızlığı taşımaktan,
Yoruldum, Okyanus'a, Deniz'e ve intihara koşmaktan
Anlıyorum ki yılların ardına gizlenen
Beni böyle denize gömen aşkmış
Ve bilsin evren;
YORGUN BİR KAÇAĞIM ARTIK YERYÜZÜNE YASAKLANMIŞ
Deniz EkremKayıt Tarihi : 21.10.2006 22:51:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Eyvallah dost, kelimeleri "dokudunuz" kalbimin parmaklarına eyvallah...
TEBRİKLER
HEP BÖYLE YAZIN
TÜM YORUMLAR (3)