griler içinde yatıyor gün
eskimiş bir saat kordunu havası var üzerimde
bir köşeye atılmış heyecanı neşesi eksik
bataklık kurbağaları gibi bir köşeye sinmiş
gözleriminse anlatısı yok
suskunluğu giyinmiş dilimse stabil
boşluğa salınmış yuvarlanıp kör topal
yürüyoruz be ismail
zamanınsa ölçüsü tartısı yok akıp gidiyor işte
damardan damardan
yoksunluğun temeli usul usul atılıyor ruhuma
kulağımda her şeyden vazgeçişler senfonisi
içimde izole edilmiş bir yaşamın
kül sancısı var kül ismail
dumanı bol sisi dağınık
hayali kıt beklentisiz bir umudun
yavan tadı sarmış duvarları akşamı ayrı dert sabahı ayrı
yavaş yavaş ölüyor içimin zerdali bağları
ve yemiş yiyen çalışkan karıncaları
tarumar geceler yorgun sabahlar biriktiriyorum ömür kumbarama
körü körüne yaşıyorum işte ismail
ister inan ister inanma
ben artık o bildiğin ne sabahın aydınlık melikesi
ne de geceleri karanlığın gölgelerini
yutan yıldız tayfıyım
eskisi gibi ilgi görmeyen sokak tezgahlarında
kazı kazan oyunu gibiyim hem oynasan oynasalar
ne çıkacak sanıyorsun benden
sıfır artı elde sıfır
neyse sende unut beni
al bi kenara koy eskimiş aşkımızı yola devam et
gelen geçen baksın aşk dediğin de nasıl harcanır
nasıl unutulurmuş
üzülme be ismail üzülme
yaşadığımız dünya da her şey ölümlü
aşk da ölümlü olsa ne çıkar
dinle kuşlar nasıl ötüyor cıvıl cıvıl
çiçekler ne güzel açıyor gör rengarenk
hem bu dünyanın bir de öteki tarafı var
kim bilir yine buluşur yine kavuşuruz
deliler gibi sarılarak aşkla be!!
aşka kıyılmaz aslında
aşk olsun yine daim
olsun be ismail
elvedasız
..............
01092024
09:03
Kayıt Tarihi : 11.10.2025 00:36:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!