Takatim yok anlatmaya halimi,
Ağız yorgun, dudak yorgun, dil yorgun.
Kırdı zalim ağacımı, dalımı
Bahçe yorgun, bülbül yorgun, gül yorgun.
Felek fena sarstı gönül tahtımı
Bu ıssız denizin nerde rıhtımı?
Fallarda aradım kara bahtımı;
Falcı yorgun, fincan yorgun, fal yorgun.
Çektiğim hüsranın bu kaçıncısı
Bir bende değilmiş gönül sancısı
Dört yana dağılmış içler acısı;
Mecnun yorgun, Leyla yorgun, çöl yorgun.
Eriyip gitmekte göz göre göre
Derdime derman yok ciğer bin pare
Dedim arz-ı halim gönderem yâre;
Posta yorgun, mektup yorgun, pul yorgun.
Karaçay’ım ölümüme ferman var
Her aşığın savrulduğu harman var
Ne sazımda ne de bende derman var;
Parmak yorgun, mızrap yorgun, tel yorgun.
23.05.2004
İbrahim Karaçay
Kayıt Tarihi : 16.3.2019 23:05:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![İbrahim Karaçay](https://www.antoloji.com/i/siir/2019/03/16/yorgun-268.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!