1- Emi, yen arhamdan
Müthiş bir yağmur ardından ağaçları, kayaları söküp götüren sel... Amca yeğen çaresiz, izlediler bir süre. Yeğen amcaya henek (şaka) olsun, eğlence olsun diye o meşhur dörtlüğünü tekrarladı.
**********felek senin elinnen
**********sahan s..çtı köfteler
**********o yar beni görence
**********hem oynar hem çifteler.
öte yakadan bu tarafa geçmelerini sağlayan ve iki kavak ağacının yanyana çakılmasıyla oluşturulan köprü de akanlar listesine girmişti. Akşam yaklaşıyordu. Işık gözüyle geçmezlerse daha geçezlerdi ki, az da olsa suyu çekilmiş çayın. ama amaca sonunu düşündüğü için her zaman ki gibi aşırı
tepki göstermedi bu kez yeğeninin manisine. Amca yaşlı ve çelimsizdi o suyu geçemezdi ama yeğen gençti geçebilir hatta amcasını da sırtlayabilirdi. Tek çareydi bu. yeğen emi'yi sırtladı. Çayın ortasına gelindiğinde titremesinden ve kasılmalarından emmisinin korktuğunu anlayan yeğenin şeytanlığı tuttu. Bir iki tekerlendi(sendeledi) , kayacak gibi oldu numaradan. Durdu ve sırtında ecel terleri döken amcasına yorgun, bitkin bir sesle seslendi;
'Emige, yen daha götüremerim! ..'
NOT:
Emi-ge, ana-ge, aba-ge, vb.isim ve hitaplara eklenen -ge takısı **benim** anlamına gelir yöremizde. Bir sahiplenme samimiyet, ve iyelik duygusu içerir.
***************************************************************************************
2-Hemi ki gıl çıhacah
Memur arkadaşlardan biri tanıdığı köylü vatandaştan kışlık için bir tulum peynir ister. Adam getirir peyniri, teslim eder malum zatın evine. Aradan günler geçer, bir gün sabahın köründe çalar *bizim peynirin sahibi*nin telefonu ve karşılıklı konuşurlar.
-Orası Süleyman Bey'in evi mi?
-Evet bac'cı, ele tam da burasıdır.
-Süleyman Bey'le görüşebilir miyim?
-O da tam sesini duyduğun şehistir abla. Buy'yurun!
-Ben Oktay Bey'in eşiyim. Kardeş, kusura bakmayında bize verdiğiniz tulumdan kıl çıktı!
-E' he' Başha? (Daha başka)
-Başkası şu; biz sizden, yemek için tulum peyniri istedik, her renkten, her boydan kıl istemedik abi
-Benim anam! tulum deriden olur, deri dedığın gıllıdır. Hemiki içindeki peynirden gıl çıhacah, gül çıhacak degil ya!
***************************************************************************************
3-Ayın önünden mi; arkasından mı?
Akşam, dışarıda banklara oturmuş mehtaplı gecenin, güzel havanın keyfini çıkarıyoruz tatlı muhabbetle. O an doğuya doğru seyreden İstanbul-Bakü uçağı geçiyordu. Ben manalı ve dikkatlice takip edince uçağı hepsi dikkat kesildiler.Onlar tekrar söyleşiye dönerken ben habire takip ediyorum bir şeybiliyor, ya da görüyormuşum gibi gittikçe aya yaklaşmakta olan uçağı.
'Ya abi ne var uçakta bizi de kuşkulandırersin? ' dedi biri
'He vallah sabahtır baker (bakıyorum) heç bişe göremerim.' dedi diğeri. ben gözlerimi uçaktan ayırmadan
'Ya çok merak ettim. Ama şimdi anlarız!
'Neyi' dediler, koro halinde.
'Acaba uçak ayın önünden mi geçecek, arkasından mı? dediğimde ikisi lise, birisi ortaokul mezunu olan üç genç başladır yoruma; arkasından, üstünden, önünden geçecek diye. ben; Dövüşmeyin şimdi anlarız nasılsa' dedim.
'Nasıl anlayacağız? ' diye tekrarlanınca soru
'Kolay'. dedim. 'Eğer uçak ayı geçinceye kadar görünürse önünden geçti demektir, yok eğer yok eğer görünmez de bir süre sonra ayın öte tarafında görünürse demekki arkasından geçmiştir.' Jest ve mimikleriyle mantıklı bulduklarını ima ettiler söylediklerimin.
'Ama arkadan giderse anlamak yine de zor olabilir'
' Neden?
ben gülerek;
'Hayır arkasından geçerse yolcuları aya indirip mola verirlerse sabaha kalkmaz uçak. Aya gitmişken gezip tadını çıkarırlar. diyince üçü de sönmüş balona döndüler. başladılar kendi saflıklarına kahkahayla gülmeye.
***************************************************************************************
4-Teze çay
-Çayın tezeyse bir çay ver gehveci.
! ..... sesin geldiği yerde torunu yaşında bir genç oturuyordu dönüp baktığında. Bu saygısızlığı, yörede hazırcevapçılığı, kültürü ve nüktedanlığıyla bilinen Hasan (amcam) Dayı hazmedemezdi. Öfkeyle baktı gence, tane tane döküldü sözler ağzından;
- E' vallah begim, senin gelecağının heberini alır almaz demledim. tam bir haftadır bu çay seni bekler!
***************************************************************************************
5-Postunu Getirdik
Mevlüt Dayı, olayları dibinden köşesinden, hatta azıcık dokunmuş olayları da katarak anlatmasıyla bilinir. Bunun için kimse Mevlüt'e kolay kolay bir şey sormaz. Hasan Dayı(Amcam; Topluma mal olduğu, bu toplumun Hasan Dayı'sı olduğu için ben de herkes gibi Dayı diye hitap edeceğim ona) Mevlüt dayı ile emsaldir ve yarenlikleri dillere destandır. O gün dağda, kayadan yuvarlanır hasan Dayı ların öküz. Mevlüt dayı ve bir kaç kişi gider öküzü orada keser dönerler. Eve geldiğinde Hasan dayı olayı soracaktır, havanın etinin mismil mi, mundar mı? olduğunu merak ediyordur ama Mevlüt'ün de fazla sözle canını sıkmamasını, nasıl olsa istese de istemese de her şeyi anlatacağını düşünerek daha Mevlüt dayı içeriye girer girmez;
-Mevlüt, nasıl ettiz? Gıssa kes? der. şans bu ya o gün Mevlüt Dayı bu isteğe uyar ve;
-Postunu getirdik! der çıkar gider. Hasan Dayı arkasından; 'Bu geder de gıssa demedıh ola'diye bağırırsada artık döndüremez Mevlüt Dayı'yı.
***************************************************************************************
6-Alaca Öküz Belli
-Ola getirin malı goşağın amma öküzün biri yoh!
-Yoh sen göremersin zahar dördü de temam.
-Ola oğul, alaca öküz belli, der ve parmaklarını katlayarak saymaya başlar Mirze Dayı; 'Ceran, Mışga, Maral'...katlanan üç parmağını göstererek, 'Hani ya biri? ' der.
Kayıt Tarihi : 17.9.2008 23:10:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Değerli dostlar, bu sayfaya sürekli olarak ve yalnızca ilçemize bağlı köyler ve özellikle doğup büyüdüğüm köyle ilgili fıkra niteliğindeki diyalogları yazacağım. Sizler de, arzu ederseniz paylaşmak istediğiniz böylesi yöresel, yaygınlaşmamış, yannızca o yörede bilinen benzeri güzellikleri paylaşırsanız yöremizin folklör ve kültür zengiliğine katkıda bulunmuş olur ve onun yaşamasını sağlamış oluruz. Böylelikle ülkemiz insanının mizahi kültür zenginliğine katkıda bulunmuş olmanın ve açığa çıkarmanın, onu tüm ülke insanlarına ulaştırmanın mutluluğunu yaşarız hep birlikte. Yazdıklarınıza İsim ve yöre belirtirseniz daha anlamlı olur ve bu anlamda amacımızı gerçekleştirmiş oluruz. Sevgi, selam ve saygılar sunar görtereceğiniz ilgiye şimdiden teşekkür ederim.

TÜM YORUMLAR (3)