Acaip üşütmüştü postacı Fikret bey. Akşamdan beri ince iniltilerle sayıklamalarla yatıyordu.Gözünü açtı ziyarete gelenlere baktı. sonra aniden anımsamış gibi tümüne 'hoşgelipsiz' dedi, hal hatır sordu. Gün aşmak üzereydi aniden yerinden doğrulur gibi yaptı beceremedi tekrar sırtüstü uzanarak sırtı dönük olan hanımına seslendi:
-Ne ğayırırsan ay arvat?
-Bişey istiyirsen ay İfihret (Fikret) ?
-Eye bön cumadı da. göresen Şerif dayı gelif mi? bayırağı asıflar mı? derken takatsiz ve bitkindi. Ayağını karyoladan uzatıp kalkmaya yeltenirken Hanımı koştu ve onu durdurdu.
-Eye sen bir yat gözünge gurvan olum.heste geberirsen yine bayırah deyirsen. İçin irahat olsun ay kişi (derken sıcak ilaç dozunda bir kahkaha atarak konuşmasını sürdürdü) men istihlel marşınıda söylemişem, bayırağı* da asmışam odurana.
ne ayıldım
ne ayılabilirim
ne ayılmak isterim
başım ağır
dizlerim parçalanmış