Yine sensizliği dinleyip kendime gürültü çıkarıyorum
Sessiz dokunuşlar korkutsa da dokunulmaz oluşun yakar
Sokakları arşınlarken türkümüzü haykırıyorum aldırmadan
Samyeli gibi vuruşun var yapraklarıma sararıp dökülüyorum
Yanaşası sitemlerden kaçmak istedikçe tüm yollar yine siteme çıkıyor
Tanımsız bıraktığım duyguları anlatmak düşüyor dudaklarıma
Yanıma aldığım koluma taktığım çantamda yine sığdırdığım
Biraz aşk biraz sitem biraz kader isyanı kapağını kapatmakta zorlandığım
Yontuluşu var yüreğimin şekline bürünmeye az kalan
Tozunu alevlendirmesi ne de kolaydır bir tek kibrit çöpünün yeterli olduğu
Budaklarımdan korkuşun sanki kıracakmış gibi zorlayışı var
Basıklığında ruhumun biraz aşk biraz unutulmuşluk biraz siliniş var
Aşk yanlışlarına bak sil gerek yeniden başlangıçlar için yinede yetersiz kalıyor
Hep bir iz, bir koku, bir renk, bir denklem kurarken ne mümkün sil baştan
Tuzu eksik yemek gibi değil ki ekleyebilesin haddini aşmış söz gibi yaralar
Efsaneleşen duygular imza gibi dövülür yüreğimde ağlayışları süren gözlere
Yakarışlarım ayyuka çıkar yalvarışım isyana sürüklenir sessiz kalışa
Tutsaklı aşk, sürgün yemiş labirentler de tam sona ulaşırken başa dönen
Her yeni sevda melteminde başımın dönüşü işte bu yüzdendir
Merhemsiz sardığım yaraların yeniden kanaması hep bu yüzdendir…
Zennehar Yılmaz
27.02.2012 08:10:22
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok,