Fiyat küpürü kesilmiş ilaçlarla büyüdüm ben
Memur çocuğuydum
Sağlığım % 10 eczane payına
Sonra bol keseden ve sorulara cevap verilerek
Yazılmış, yazdırılmış ilaçlara emanetti.
Beyaz önlüklü doktorların
Kalın gözlüklü başhemşirelerin
Sonra pratisyen hekimlerin gözetimindeydik
“Sandoz” ve rapor
bir de eczaneden promosyon defter alabilmek için sevk
almaya
Sevk almak için müdür yardımcısına
Ve hasta olduğumuzun isbatına ihtiyacımız vardı
Okulumuzun da bir hemşiresi vardı
İlaçların birer kısmını alırdı
İşi buydu,
Bir de gerektiği zaman kırmızı ağrı kesici
İlaçlar verirdi bize
Sonra bir televizyon
İlk klipleri oradan izledik
Tarkanları, Suat Sunaları, Tayfunları, Demet Akalınları
Bütün okul televizyon karşısında
İstiklal marşına ya da giriş törenine kadar
O günler güzeldi! !
Sade bir okulumuz, bir de yurdumuz vardı
Sonra öğretmenlerimiz,
Yanıbaşlarında yapılan dedikoduları
Belki haksız ithamları duymadan derslerimize gelen
öğretmenlerimiz
Sonra M. Zeki beyimiz
Burnumu kanatan müdür yardımcımız
Tam üç sene
Üç koca, üç uzun
Üç kısacık ve belki de kayıp sene
Harcadık harcandık
Ama yaşadık
Uzaktı evim, onaltıbuçuk saat kadar
Ama bir telefonla annemi,
Sonra babamı yanımda bulabiliyordum
O zaman bir milyondan az parayla bir ay idare ediyorduk
Dönemde iki kez fotokopi çektiriyor
Sadece sınav geceleri çalışıyorduk
Herşeyimiz planlı gibiydi
Yat, kalk, etüd, ders,
Sonra teneffüs
Bir türlü sabah kalkmaya alışamadım
Beş buçukta yediğim yemekten 10’da bir şey kalmıyordu geriye
Sonra kantinler, ekmek arasılar
“Gidip bir şey alabilir miyiz hocam”lar
Kaçmalar, tel örgüler
Okul çevresinde turlardık gezmek adına
Teneffüs ve akşam arası ne kadar izin verirse
Kimi zamanlar Yomra’nın denizi bize okyanus gibi gelirdi
Kaçış noktamızdı kimi zaman
Denizanalarının gazabı
Bizi misafir eden balıkçı teknesi
Bir gece, yağmur yağarken
“ayrılık ah ayrılık yaman ayrılık”ı söyleyip haykırarak ağladığım
Yazmayı denediğim
Yomra’nın limanları,
Geleceğimizin anahtarıydı
Tam beş sene geçmiş üzerinden
beş üniversite yılı
Beş ömür törpüsü
25 romana sığmayacak beş sene
son ders
son dönemden önce
son bir ders
başladığım gibi tek başımayım
günahlarım sevaplarım
sürekli dibe vuran hayallerim
yalanlarım
can alan sabahlarım
intihar saatlerim
nice bir bardak çayda can çekişen
elimden çıkıp giden hayatım......
(Yavuz Mehmet Ertürk
28 Mayıs 2001 Pazartesi
öğleden sonra)
Kayıt Tarihi : 28.10.2003 13:51:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!