Yolun diken olsa Şiiri - Murat Ülkü

Murat Ülkü
1467

ŞİİR


11

TAKİPÇİ

Yolun diken olsa

Yolun diken olsa, ayağın kanasa,
Sırtını dönecek bir yerin vardır.
Cihan bir olsa da sana kapansa,
Dostun yüreğinde yerin kadardır.

Gölgeye çekilmez güneş sönünce,
Sözünden dönmezler devran dönünce.
Yükün ağır gelip belin bükülce,
Omuz veren elin, kardaşındır bil.

Yanlış deme Ali, bu gönül işidir,
Satanlar değil, tutanlar kişidir.
Dostun sinesinde bahar, kışıdır,
Yıkılmaz bu kale, harcı vefadır.

Pazara çıkmaz ki satılsın sevda,
Yoldaşın beklerken çetin kavgada.
Mertlik bir mirastır kalır dünyada,
Bizim kardaşlığın aslı duadır.

Çakal sığamaz aslanların inine,
Leke düşmez dostun pak ayinine.
Baksalar da dünyanın her yanına,
Bizim gibi candan olan bulunmaz.

Toz duman içinde kalsan da bir gün,
Sanma ki bu kervan yorulur, bezgin.
Kardeşlik dediğin çelikten gergin,
Kopsa da bağımız, özümüz dönmez.

Gardaşım dediğin candır, nefestir,
Dünya malı mülkü boş bir kafestir.
Dosta gelen sitem, dilde hevestir,
Gönül bir olunca, sitem duyulmaz.

Ali gardaş, sözü bağla öze gel,
Eğrilik istemez, doğru söze gel.
Yüzyıl geçse bile yine dize gel,
Gerçek dostun izi, kalpten silinmez.

Yıkılsın dağlar, kapansın yollar,
Bizi ayıramaz ne para ne pullar.
Dostun bahçesinde açan o güller,
Kurusa da kokusu siner canlara.

Zemheri ayında ayaz vursa da,
Düşman gelip karşımızda dursa da,
Kader bize binbir tuzak kursa da,
Geri adım atmak yakışmaz bize.

Kurt kışı geçirir ama unutmaz,
Gerçek dostun eli elini tutmaz.
Sırtından vuranlar asla onmaz,
Bizim soframızda harama yer yok.

Gönül kapısını sonuna dek aç,
Dostun bir selamı her derde ilaç.
Değiliz kimseye, hiçbir an muhtaç,
Gardaşın gölgesi yeter de artar.

Yanlış kapı çalma, yolundan şaşma,
Hadsizle bir olup haddini aşma.
Kendi gölgen diye boşuna koşma,
Dostunla yürü ki izimiz kalsın.

Ali gardaş bu yol bitmez tükenmez,
Ateşten gömlektir, giyenler dönmez.
Mertlerin çırası ölse de sönmez,
Bu sevda mezarda bile silinmez.

Sırrın içinde bir sır saklıdır dostta,
Gönül pişer elbet her türlü yasta.
İster sarayda ol, ister bir posta,
Gardaşın gözünde makam aranmaz.

Görünmez bir bağdır, ne tel ne demir,
Ruhlar aleminden verilmiş emir.
Tükenip gitse de koskoca ömür,
Ahde vefa borcu, toprakla bitmez.

İnsan sarrafıdır dertli olanlar,
Yolundan geri dönmez mertli olanlar.
Zahiri dünyanın rengine kanlar,
Gönül aynasında kendini görmez.

Kayalar aşınır, sular çekilir,
Vefasız toprağa hüzün ekilir.
Zalimlerin önünde boyun bükülür,
Dostun karşısında baş eğilmez mi?

Ali gardaş, bu meydan imtihan yeri,
Sözünden dönenin kalmaz değeri.
Sırtını verdiysen bir kez o geri,
Ardana bakmak da merte yakışmaz.

Güneş doğsa bile karanlık çöker,
Dost dediğin yüreğe umutlar eker.
Felek her yanına setler de çekse,
Kardaşın sevgisi surları yıkar.

Bizimkisi sadece et ile kemik değil,
Sonsuzluk ufkunda bir büyük meyil.
Dünya bir han ise, biz olduk sebil,
İçenler bilir ki bu su kurumaz.

Gönül bağımızdır ezelden gelen,
Kıymetini bilir kadir dert bilen.
Gözünün yaşını dosttur hep silen,
Gayrısı bu yolda menzil alamaz.

Ali gardaş, budur sözün özeti,
Mertliğin olmaz hiç tartı, gözeti.
Dostluk denen mülkün ağır diyeti,
Canı cana katmak, geri dönmemek.

Gayrı söz tükendi, öz baki kalsın,
Dostun duasıyla yürekler dolsun.
Felek ne ederse etsin, yol bulsun,
Bizim kardaşlığa gölge düşemez.

Murat der ki; dünya fani, dost baki,
Vefa kadehinden doldursun saki.
Ölüm gelse bile ne çıkar sanki,
Satanlar unutulur, tutanlar ölmez.

Murat Ülkü
Kayıt Tarihi : 25.12.2025 14:49:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!