Elini ayağını
Çektin usulca hayatımdan
Kendinden mahrum ettin
Sanma ki fark etmedim
Sana söyleyemiyorum ki
Haklısın,
Ben bunları haket(me) dim
Yavaş yavaş
Nasıl ki
Bir yağmur damlası kayar ellerinden
İnsanın
Gözyaşı yanağından
Öyle gittin
İçten içe
Eriye eriye
Basa basa değil kalbime
İç çeke çeke gittin
Ağır ağır olurmuş
Ölümü fillerin
Ayakta olurmuş
İşte öyle dimdikken
Bir ağaç gibi gittin
Hiç hissettirmedin gittiğini
Kalbimden…
Yeri zamanı yok
Gitmelerin…
Şehri mekanı yok
Gecesi gündüzü
Saati, dünü bugünü yok
Öyle bir andada olur
Yavaş yavaş zamanada yayılabilir
Sonradan anlarsın
İçine bir sis
Gibi çökünce acısı
Sancısı bir diş ağrısı gibi
Vurdukça anlarsın
Kemirince içten içe beynini
O zaman işte yanarsın
Anlarsın gidenleri
Sebebini
Sen yenilgi mahkumu
Zavallı bir aşık
Ödünç sayarsın yaşadığın bu hayatı
Kayıp gidiyor zaman
Farkındamısın?
Sen leyladan medet uman mecnunu
Oynarken, yahut
Dağları delerken Ferhat gibi
Su ararken
Yada yanarken kerem misali
Gidenleri görmeyecek kadar
Kör olmuştur gözlerin
Deldiğin dağları
Yol yapmıştır giden
Ve kerem yandığın ateşlere
Ancak tez gidip gelsin diye
Su dökerken arkandan,
Geç olmuştur…
Sen usul usul
Ağır ağır içinden gidenleri
Kaybederken üzülürsün
Kendine kızarsın
İyide daha ne Sebep ararsın?
Sen sebepsin gitmelere
En büyük terk edişlere
Sen gebe bıraktın
Sevmelerinle,
Oysa her şeyi bırakacaktın
Ağlamasaydı kızın
Gözlerinin önünde…
Ey;
Gitmelere sebep olan
Aşk!
Aşkın ta kendisi,
Sen gidişle başlarsın.
Zaten her işine
Yolun açık olsun…
Kayıt Tarihi : 18.10.2012 23:15:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!