Türlü türlü cilve yaptı
Dünyü bizleri aldattı
Boşa aldı, boşa sattı
Yolum düştü mezarlığı
Sıra kimde bilemeyiz
Bile bile gelemeyiz
Nasip varken ölemeyiz
Yolum düştü mezarlığa
Ne kışlığa, ne yazlığa
Ne çokluğu, ne azlığa
Dostlar başlar hazırlığa
Yolum düştü mezarlığa
Salihlere yoldaş olsam
Sadıklara kardeş olsam
Yüce dostla sırdaş olsam
Yolum düştü mezarlığa
Ömür bitti, çeyrek kaldı
Diş döküldü, seyrek kaldı
Gariplere bir aşk kaldı
Yolum düştü mezarlığa
Riyâsı yok, gıybeti yok
Serveti yok, rüyası yok
Buradan güzel alâsı yok
Yolum düştü mezarlığa
Hak ve hukuk çiğnenmiyor
Yalan,küfür söylenmiyor
Gelen gülüp, eğlenmiyor
Yolum düştü mezarlığa
Hasat bitti, hazan oldu
Ömür geçti, güller soldu
Elâ göze toprak doldu
Yolum düştü mezarlığa
Ecel sunar bize sâki
Taşta beyan hüvel bâkî
Doğan kulun akibeti
Yolum düştü mezarlığa
Selvileri sıra sıra
Bu gün bana, yarın sana
Akibek bu anlasana
Yolum düştü mezarlığa
Zaman, mekân dürülecek
Münker-Nekir görülecek
Cümle hesap sorulacak
Yolum düştü mezarlığa
Geyre kalan hoş bir sedâ
Ne cilvedir, nede edâ
Bütün dostlara elveda
Yolum düştü mezarlığa
Her baharın sonu hazan
Düzen kurup, düzen bozan
Kurulacak sırât-mizân
Yolum düştü mezarlığa
Cümle ruhlar kalkar yerden
Beri olsak, kirden terden
Yeni vücut, yeni beden
Yolum düştü mezarlığa
Üveysiyem oldum talan
Dünyü fâni, dünya yalan
Varmı daim burada kalan
Yolum düştü mezarlığa
Kayıt Tarihi : 26.8.2006 17:10:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)