Yol benim yolum, dönmem gayrı yolumdan
Sefer olunca giderim sonsuzluğa…
Ucu derya! Sonu nehir olsa da ‘bu dünya’
Giderim asla arkama bakmadan…
Susuz kalmışım, ben! Bu yolda
Yol yorgun! Yolcu aç ve susuz!
Düşmüş, bir perçemin koluna.
Yol bitkin; yolcu sakin…
Ne olurdu ki! Beni böyle bu hale;
Getiren zâlim ve gaddâr nefs!
Hücum okları gibi batırmakta gönlüme.
Titremez olur nefeslerim; suskun yine mâpus
Nefessiz bir hayat kokar engin sadâlar da,
Korkusuz ve zalim gibi çöreklenir envâter…
Dönmez mi? Bana geri kalan hayat vücȗ hları,
Diner mi? Acaba denilen kabarmış köpükler…
Söner mi? O kocamış köhne ışık süzmesi.
Sonralar da kaldı sonlar; keşke oldu hüzün bahçesi.
Heyhat ki ne oldu sanki? Ölüm!
Sen vurgun; ben yorgun ve bîçâre…
Zaman mı ki? Önümde duran engel.
Hadi son yokuş bu titre ve kendine gel!
Yine uçsuz ve kurumuş topraklar gibi çirkef!
Olmuş yaşantının yüz akı…
Yol yorgun, hancı hasta, yolcu perişan…
Kayıt Tarihi : 16.9.2014 10:38:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!