Zeytin gözlerinde bulgur bulgur yaş;
Bir gece yarısı misafir odasında,
Yine seccaden üzerindesin;
Yine tereddüt komasında…
Zeytin gözlerinde bulgur bulgur yaş;
Ellerin semaya dönük…
Ellerin okşar gibi başımı,
Semaya dönük ellerin,
Sema seccadenin yaranı…
Zeytin gözlerinde bulgur bulgur yaş;
“Oğul” diye bir feryat dudağında,
Yine feryat eder, yüreğin,
Yine oğul diye titrer,
Mutat bir şükür narasında…
Belirir belirmez oğulcuğu kapıda;
Yine gözlerinde bulgur bulgur yaş,
Yine misafir odasında,
Yine çok gözlemiş yolları.
Yollar kör olmayasıca yollar;
Gidenlerin adımlarından çoktur,
Bekleyenlerin bakışları.
Evlatların hayırsızlığını bile aşar velev ki,
Anaların yakarışları…
Yollar dualarla biter.
Yollar ve geceler.
Zeytin gözlerinde bulgur bulgur yaş;
Nedir seni ağlatan ana;
Oğlun da özledi seni; kokunu ve sesini,
Ağlayışın bile derman olur derdime,
Ağlayışın bile merhem olur
Sana biriktirdiğim hasretime.
Zeytin gözlerinde bulgur bulgur yaş;
Sana hasret geçer saatler.
Tane tane atar yelkovan,
Yavaş yürür soyha akrep.
Demir asalı bir derviş gibi pervasız;
Gelir girer aklıma hasret.
Zeytin gözlerinde bulgur bulgur yaş;
Yine yüreğin ağlamaklı;
Yine geldi yanına oğlun,
Yine sen onu gözledin.
Yine koştu sana yavrun…
Kayıt Tarihi : 11.5.2007 02:54:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!