Yudumladıkça uyuşmuş bedenim yeryüzünün dar sokaklarında
Kör kuyularda sınadım gözlerimi, dipsiz uçurumlarda sulandım, maviyi gökyüzüne astım.
Sırtımı verdiğim taş duvar ihanetin gölgesini gösterdi bir anlam taşımıyordu ihanet.
Gözlerimi kapadım boğulduğum anılarım yaşımı hatırlattı, bir gün daha bitiyordu,
Bir an geçmişti uyandım, uyuduğum her dakika için fazladan mavi yükledim heybeme.
Zamana bir adım var nasıl geçmişse hayat ırmağı donmuş suları budala istekler
yorgun hayatlar düşmüş aklıma bir kalp bulunmuş sokakta, vurulmuş, enine boyuna düşünülmeden.Bir adam hayali günün ilk ışıkları silüetini gördüğüm anda kalbimi uzatıyorum düşünmeden
Beni bu eylül öldürecek
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Devamını Oku
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta