bir adım
kapının dışındayım
dağlarda gel dokun çağrısı
aksaray'ı geçtik
gidiyoruz
takırtımızın çıkarttığı senfoniye
nota görevini kabullenen serçeleri
karınları aç
ve telgraf tellerinde
yağmur altında şemsiyesiz bırakıyoruz
(bir daha görüşürsek dostlar
camın yine bu tarafında
olmak isterim)
trenden baktığımda
ayakta zor duran ağaçlar
demesi size kolay
gözümü bırakmıyorlar
ağaçlar bana baktığında
ben seneler önce
tekayak üzerinde
cezaya kalkmış çocuk
sınıfta içinizden biri
babam duyacakmış duysun
kızlar gülüyormuş
onlar herşeye güler
öfkem sendeleyişimle ilgili
ulukışla garı
yaşlı hangarın önünde
vagonlar silme kömür yüklü
traverslerin komşuluğundan usanmış
akasyaların gerisinde ömür tüketen
sarıya hükümlü demiryolcu evleri
duruşlarını hiç beğenmedim
tepelerine çöken sisi atlatabilirse
sanki vagonları çekip götürmeye niyetli!
raylara kulağını yatıran çimenler
uzaktan tren rötarlarını kapmış
istasyon saati hırsından ölse
varış saatini bildirmeyecekler
emektar makasçının kasıkları
abanıp zorluyor rayları
her kompartman geçişinde deprem
her seferinde buharaltı
ellerini selama kaldırıyor
kaldırdığı romatizmasıdır
kollarında kucaklaşmalar
geciken mektup balyaları
sanki tünele girdik!
zifiri bir karanlıkta gidiyoruz
ne ay ne yıldızlar
hemen yanıbaşımızda
her takırtıda biraz daha yükselen
yağmur altında pasa durunca
körelen eski bir testere gibi
fırlatılıp atılan toroslar
tepemize devrilmekten
son anda vazgeçip
misafirliğimize hürmeten
şekerpınar heyelan bölgesinde
önünü ilikleyip kenara çekiliyorlar!
sarsıntının yardımıyla
ben de kenara çekiyorum
kendimi
[! ]
asıl dağ yanımdaki..
mübarek
ısıttığı yeri benimsemiş
külahta maraş dondurması sanki
gözümü bir açtım patika!
patikanın gözden kaybolduğu
tepenin arkasında
'ne olabilir'in merakı
açıyor uykularımı
uykumu kaçırdığınız bu yerde
söyleyin ne işiniz var
bak gelirsem
çıtır çıtır yerim sizi
hangi yağlıboyadan çıktınız kavaklar?
sonunda yavaşlayarak durduk
karşı peronda duran tren
duruşunu götürdü iyiki de götürdü
birden buluttan mı çıktı güneş
duvarlar elini yüzünü mü yıkamış
yan kompartmandan al sana bir türkü:
- tiiiiirene bindim deee
tiren sallandııııııııı
ve çat kapı sen
ve her neredeysen
ve her ne haldeysen
/bu ve'ler yakamı bırakmayacak
kısaca nerede olursan ol
bağda çöküp yanıma oturmuşsun
başının ağırlığıdır omuzumdaki
beni başka yerde aramayın
yoklamada tutmayan rakam
ben çalıların arkasındaki
kavaklar
başka işiniz
yok muydu sizin!
Kayıt Tarihi : 2.9.2008 11:31:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Benim gibi, şiirde gerici bir 'yarım şair'in bu modern şiirleri anlaması mümkün değil ama...
İlk başta mısra mısra okumaya çalıştım ve çok zorlandım... İkinci denememde cümleleri bölmedim, mısra sonlarında ara vermedim... Çok hoş bir hikaye anlatım tarzı var fakat biz şiirde böyle hikayeciliğe yabancıyız...
TÜM YORUMLAR (2)