SELAHATTİN YETGİN YOLCULUK ŞİİRLERİ

SELAHATTİN YETGİN YOLCULUK ŞİİRLERİ

Selahattin Yetgin

Sermayesiz çevrilen ruletlerin sır/ça saraylarında yaşar mutluluk, hüzündür sermayesi
Kefilsiz sözcüklerin aşikâre mevsimlerinde acıtır gönlümüzü yokluk, özümüzdür payesi
Kıyam/et/in cenderesine yolculuk yapıyor insanlar, maya/sız bildirilerle tükenişte gayesi
Aşktı damarlarımızdaki asi/l vebal, asırlardır kirli masallarla büyüttük çocuk yüreklerimizi


Kendinden taşarak uzaklara ulaşan ırmakların sürüklediği kırık dalların intizarıdır hayat, mutlulukla ışıldayan su zerreciklerinin aşikâr yalnızlığıdır aslında. Doymamış hazların tenceresinden taşan ve ruhu besleyen kollar gibidir aşk, kekre yolculuklarla yanaklardan süzülüp toprağa düşen gözyaşlarının öyküsüdür bir bakıma. Kıymık tende kök salar, dal geceler boyu uzun yolculuklarla suları kucaklar. Gözyaşları bu yüzden asildir gülüm, mevsim ne olursa olsun gönüllerden ayrılarak başıboş denizlere akar.

Derin dinlencelerin uykulu yüzleriyle unuturuz dünü bir çırpıda, ağlamaklı geçen bir gecenin nafilesiz dönüşleriyle. Beyaz yastıkların sevda işlemeli kılıflarına hüzünlerin gözyaşını sıvadıkça ve soğuk odalara aşkı çağırdıkça o mağrur ekseninde kıvrılırız hayatın. Olmazlarla inancımızı zedeler ara sıra yaşam, korunmasız bir menzilde ayaza çalar yüzümüz ve titrer içimiz. Her inkârında merhem aradığımız kaygılı yanıtlarda dolar göğsümüz, bir adam sabırla iter gerçeğin kapısını ve yüreğindeki sevdayla tutar özlemin asırlık yasını.

..

Devamını Oku
Selahattin Yetgin

Kirpiklerinin tenime değdiği yerdeyim, vakitlerden yine aşk
Gül kokulu nefesinin yelindeyim, iğreti bir sızıca acıtıyorsun
Seni arıyorum milyonlarca yıldızın içinde, neden ışımıyorsun
Ellerin yüreğimde rehin yıllardır, gelip emanetini almıyorsun

Dalgayla kavgalı yüreğimin kalburundan ter sızıyor seni düşündükçe, öfkeli gönlümün rahmetini bölüşüyor gün, aşk toprağa gizleniyor. Karmaşık utkuların tabağında elim bir yalnızlık, sevdanın dudağından mavi yasaklar dökülüyor. Mevsim yanık türküler rapsodisiyle sarmaş dolaş, ruhumun parklarında kimsesiz çocuklar gizleniyor. Nicedir yağmurlar yağmıyor ovalarıma yar, yorgun gövdemin sığınaklarında ruhum sensizlikle sevişiyor.

Gül bahçelerinden esen hüzzam bir yeldi bakışların, gün dönerdi geldiği yere, göğsüm sensizliğin örsünde dövüldükçe. Karanlık fısıltıyla aralanır beyaz çarşaflara lila renkli çiçeklerin kokusu sinerdi. Duvarlardan yol bulup o karanlık odaya sığınan sarmaşıklar gibiydi sevişmelerimiz, ruhumun terkisinde diyar diyar yolculuk ederdim. Aşk ve ihtirastı bakışların yar, hangi yana dönsem beni sarar, kadın varlığının mabedinde maral bir ceylan gibi pınarlarında yalnızlığımı unuturdum.

Masal oynuyor çocuklar kalabalık caddelerde, kokusunu yitirmiş sokaklarda eskilerden eser kalmayan saf gülüşleriyle. Hayal avlıyor insanlar, yasaklarla parsellenen soğuk odalardan çıkarak, dokusunu yitirmiş umutların kelepçelerini ruhlarına takarak. Devrilmiş, atılmış, boşalmış şişeler topluyor yaşlı bir adam çöpten, sonrası olmayan sevinçler biriktirircesine. Günler sızılı bir berceste, dün acımasız ve aheste. Dumur gönüllerde karanlık masallarla oyalanırken çocuklar, düşler bir gezgin asası, yoksul ahenklerin damıtılmış yaşam şelalesi.
..

Devamını Oku
Selahattin Yetgin

Zaman
Biletsiz bir yolculuk sevinci
Hüznün zarflarını dillemek gibi
Gel/gitlere uçar beyaz güvercinler
Bir yudum suya inerler derelere
Uçurtma uçurur iken mutludur çocuklar
Kayalara çarpıp parçalanır kimi umutlar

Hüzün
Nefes alıp verişimiz gibi yalın
..

Devamını Oku
Selahattin Yetgin

Hayatı ve ölümü ruhumuzda tekrarlayarak
Kırık sesli ayetler biriktirmek/miş yaşamak
Tüm dikkatimizi toparlayarak tırmanmak bir ağaca
Ve düşmemeyi dilemek sarp ve yalçın kayalıklardan

Nefes nefese kaldığımız, terimizi rüzgâra bıraktığımız
Doyumsuz bir sevişmenin dinlenme arası belki de ömür
Hiç tanımadığımız birinin gözlerimize bakarak gülmesi
Ya da ummadığımız bir anda bize ‘gün/aydın’ demesi

..

Devamını Oku
Selahattin Yetgin

Sektikçe sevinçlere keklikçe
Gülümseyiş ışık olur yüzlerinde
Derin bir yolculuk gibidir çocukluk
Islık/ça s/aklanır mutluluk derinlerinde

Saf bir masumiyettir ah çocukluk!
Sarmal bir kucaklayışın benzeridir
Hangi fırça betimler ki bu benzeyişi
Çocuklar ki, umudun en asil zemzemidir
..

Devamını Oku
Selahattin Yetgin

‘ŞİİR, ‘Irmak olup tersine akmaktır, bir yolunu bulamadığı anlarda yaşama. Ezgiyle tatlanan, ağıtla harmanlanan, düş ile mayalanan ve aşk ile destanlaşan o söz yağmurunda kimi ılık zerrecikler gibi, kimi de dilimizdeki en ağdalı sözler gibi hedefine koşan bir mermi, muhatabını arayan bir şarapnel parçası gibi süzülür anlamlı bir boşlukta’…
ŞAİR; ‘Düşle evreni birleştiren, bütün boşlukları sözcüklerle donatabilen ve yüreğindeki coşkuyu aya, güneşe, havaya, suya ve tüm kâinata dökebilen elçidir. Şair Yunus’un yolunda, Mevlana’nın otağında ve Karacaoğlan’ın aşk ile çağlayan sazındadır, sözündedir ve özündedir. Şair yaşamla ölümü birleştiren, aşk ile hüznü seviştiren ölümsüz bir serüvencidir’
(Selahattin Yetgin)

O zengin motifli şiir tonlarına vurgu, kurgu ve anlam yüklemek için onu kaleme alan yüreğin de duyguyla yoğrulmuş olması önceliklidir. Dehalık bir anlamda onun yörüngesinde yürümekle olgunlaşır, mevsimlerle birlikte ruh kazanır, sonunda da rengârenk sözcüklerin egemenliğiyle hem dilimizin, hem rengimizin konuşma ve anlatı sanatı olur.

Bülent Özcan’ı anlatırken şiire anlam yükleyen bir düş halkası olarak betimlemekle yola çıkabilirsiniz. O şiirin kilometrelerini başarıyla ardında bırakmış, kendine has anlatı dehasıyla koşmuş, hiçbir molayı kendine dinlenmek için şiar edinmemiş ender şairlerden. O her dilde yazabildiği argümanlarla kimi çok uzak bir gezegene gökkuşağı asar, kimi yıldız alacalı mevsimlere sözcük yağmuruyla ağar, kimi de kendini ve insanı anlatan o özgür sesiyle şiirin asırlık bentlerini yurdumun geniş coğrafyasına salar..

Özcan, şiirin kavgasını asırlardır veren, onun çığırtkanlığını kendi üslubuyla muazzam bir dille yapabilen, saygın sergilerin tezgâhtarıdır bir anlamda. Edebi ve felsefi yönünü yargılamaya kimsenin haddi olmamıştır, olmayacaktır da. Saygın bir şiir kütüphanesinin de sahibi olan Özcan’ın dünden-bugüne yürüdüğü yol az yol değildir. Kendi duvarlarını en erken yıkabilmiş ve altın uçlu kalemiyle şiir yazmayı ve paylaşmayı kendine şiar edinmiş olağanüstü mayaya sahip şairlerimizdendir.

..

Devamını Oku