Sevdiklerinizi incitmeyiniz
Onlarla arada,gezenlerin var
İncitmeyi sakın,düşünmeyiniz
Gurbet ellerine yolculuk mu var
Kapılıp giderim,aşk rüzgarına
Ayrılık bürünmüş,sevda garına
..
Bomboş tozlu bir yol giydi Kalbimde yaşayan aşkın,
Kavurucu bir yaz günü çıktığım yolculuk,
Susayıpta
kuruyan dudaklarımı ıslatacak
tek damla su bulamamaktı yokluğun
Ve uzaklardaki varılacak noktaydı gözlerin
Serin bir rüzgara duyulan özlemdi sevgin
..
Tek yolculuk
Hayata yolculuk,
Bavula ihtiyaç yok,
Zamanı taşıyorsun tek gidiş biletiyle,
bu yolculukta dönüşü planlanan
tek düşünce,
Gerçek dostlarının yüreklerinde bırakacağın,
..
Ne kadar zamansız,ne kadar erken
Ayrılık zehrini içtin sevgilim
Ben sana yolculuk nereye derken
Yanımdan cevapsız geçtin sevgilim...
Seninle görecek günümüz varken
Ne diye vedayı seçtin sevgilim
..
Yolculuk vardır kaderde! ..
Uzunca bir yolculuk...
Zaten dünya da bir han değil mi konakladığımız?
Söylesene hangi misafir ebed kaldı bu handa.
Ayrılık vakti geldi, bahanesi uygundu tam da! ..
..
Ne yol bitti,ne de yolculuk bitti.
Her insan her yolculuk bir ümitti.
Bazı yollar hiç bitmesin dedim.
Bazı insanlar hiç gitmesin dedim.
Bitmesin dediğim yollar bitti
..
Gözlerinde bitsin diye başladı bu yolculuk.
Gözlerinle bitsin.
Gözlerin...
De 'bitsin bu yolculuk'.
Bitsin...
12.04.2013
..
Yolculuk hep yolda yapılmaz
Gönülde de yolculuk yapılır.
Yapılacak yolculukların en güzeli,
Gönülde yapılan yolculuktur.
Gönül dostlarına 24.08.2007
..
İzlenimsel olan sosyal olayların gelişmesi ve girişmesi, tek tüktü ve yavaştı. Bu yüzden girişme düzleminde olay azadı, bu nedenle de, zaman yavaş akıyordu. Yine izlenimsel olan doğal olaylar da, akıl almaz denli çok olmasına rağmen, tek tük fark ediliyordu. Bu yüzden doğal olayla da yavaştı ve yavaş akıyordu.
İzlenimsel olanlar, çoğu zaman bir ayırt edilen farkına varış değildir. Ama sonradan bir farkına varışa da, dönüşmedir. Bugün bile bizler, günde onlarca davranışsal, uzamsal ve bilgi edinmeli karşılaşmalar yaparız. Ama hemen hemen hepsi o anın kullanım yararı dışındadır. Bir bilinç edinip farkına vardığımız durum değildirler.
..
Mavi Yolculuk isimli eser, şiir atölyemizde '' Kaptanların ve Hosteslerin Şarkısı'' olarak isimlendirilmiş; aşık, ozan, şair, şiir yorumcusu ve bestekar dostlar ile yapılan değerlendirmeler sonunda eserin MAVİ YOLCULUK adı ile servis edilmesi kararlaştırılmıştır.
Eser hakkında bilgilendirilen uçuş ekibi ve uçak yolcuları tarafından çok beğenilen eser; Bestekar İsmail ÖTENKAYA tarafından bestelenmiştir.
Eser ile ilgili yorum ve yeni beste çalışmaları devam etmektedir.
..
Hasretin eski bir sırdır içimde
Bilmem ki sen mutlu oldun mu bensiz
Ağlarım sahile her gidişimde
Maziye yolculuk ettikçe sensiz
Kulağın çınlar mı anarken seni
Yüreğin yanar mı duyarsan beni
..
............................Kızım Aşk’a
Gökler yedi arştı elledim gayrı
Yokmuş bu dünyada başka mutluluk
Binlerce dağ aştım belledim gayrı
En kutsal duaymış aşka yolculuk
..
Al yanına entarini;
Yolculuk var.
Sönmez ışıklar,
Doğmaz güneş,
Aşka yolculuk var.
Simsiyah gecede,
..
Kağıttan Yaptığım Gemilerin Üstüne Yazdım İsmini...Umut ve Hayat! Fırtınasız bir yolculuk İstiyorum Mavisi Gizlenmiş Derin Sularda
..
Yolculuk yapardım
Akasya kokuları içinde
Gezerdim semalarda
Kimsenin bilmediği
Eksoz ve duman kokuları içinde
Yağlı bir şehirde gezerdim
Yolculuk yapardım
..
Hani;
Kavuşacak olmanın
Mutluluğu yüzlerde
Ne güzel şeydir
O umuda yolculuk...
..
U zun bir yolculuk var gibi bize varışı bilinmez yerlerde
Y ürümeye ne sende takat var oysa ne de bu ölü bende
K imbilir "ya bismillah" diyelim mi hadi son bir nefesimizde
U ykusuz kalırız belki, var mısın sızarız belki de birbirimizde
S en bana rüya olursun belki ben sana ninni yazarım düşünde
U zun bir yolculuk var gibi bize, varışı belki yerde belki gökyüzünde
Z aman gelmiştir belki, sen bende yaşarsın bende senin bir yerlerinde...
..
Öyle bir yolculuk yapıyoruz ki zamanın kapsülün de, odaklanmış bir menzile doğru mola vermeden hem de son sürat akıp gidiyoruz cümbür cemaat.Yaşadığımız an’lar deliksiz cebimiz de geçmişin atıklarını gün be gün çoğaltıyor, onları saymakla uğraşırken yaşadığımız anların farkına bile varmadan, tadına tuzuna bakmadan tüketip gidiyoruz.Uzansak da onlara yakalamak için ellerimizle, tutamıyoruz maalesef ve onları da yitirdiğimizi anlayıp üzülüyoruz. Bir çoğu yüzümüze yerleşiyor sanki geçtiğimiz yolları anımsatır gibi, kimileri ise sevda atıkları olarak sıkışmış yüreğimizin kapılarını zorlarlar özgür kalabilmek için.Hele o saçlarımıza beyaz ışık tutarak sanki kaybolmuşluğun yolunu arayanlara ne demeli? Öyle bir kapsül ki bu, tüm sevdiklerimizle aynı anda,yolculuk yapmamıza rağmen,içinde herkesi ayrı yaşattığı cam fanus odalarında saklıyor. Görsek de yüzlerimizi, duysak da seslerimizi dokunamıyoruz ne yapsak da,cam fanusun kader mahkumları gibi…Kimi zaman, Güneşe çok yakın geçerken sıcaklığını her bir hücremizde hissetsek bile, daha ısıtamadan yüreklerimizi birden yolumuza çıkan sönmüş yıldızlar üşütüyor tekrar bizi, sıcaklığa veda ederek devam ediyor yolculuğumuz..Yalnız ve sorgulayan yüreklerimizdeki yangınları, söndürmeye çalışırız gözpınarlarından doldurduğumuz sularla yine…Tek başına yiyormuş gibi olsak da yemeklerimizi bu fanusta,yalnız değiliz aslında kurduğumuz sofrada.Paylaşırız çoğu zaman aşımızı,katığımızı sevgimizle,hasretimizle ve kaşıklarız hüzünlerimizi hep bir arada..Evet ay ve yıldızları küskün bir yoldayız, ama olsun yamalı düşlerimizle sohbet ederiz bizde.Onların hayal ormanındaki kayboluşlarını ve mecnun misali çöllerde susuz kavruluşlarını, kırgın yüreklerindeki yaralarına bastıkları tuzun acısını anlatmalarını,dinlerken üzülerek uzaktan kokusunu aldığımız, bizi başka iklimlere götüren yârin sevda mendili siliverir, akan gözyaşlarını. Kapatıveririz gözlerimizi işte o an, sanki kendimizi güvenli bir şifacının eline bırakmanın verdiği bir hazla…
Onun kollarında huzur içinde dalmak üzereyken,birden kimliksiz düşlerin uykusu kaçıp bizi uyandırmaya başlamasıyla yine yanmaya başlar yıkılmışlığın ateşleri alevlenerek… Nikotin tadında bir burukluk olur dudaklarda,üşüyorlar gibi titreyerek, büzüşerek, bir yandan da cebinden çıkardığı hüzün sakızını atar ağzına, öfkeyle çiğnemeye başlar isyanları yok etmek istercesine.Anılar beynimizi tam on ikiden vurmaya çalışırken, düşlerde körebe oynarlar bir yandan.
Biraz sonra göz perdeleri isyan ederek yenik düşecekler uykuya. İşte o zaman, kader ruleti oynadığımız bu yolculukta
bekle beni sevdiğim. Kapını çalıp elimdeki sana biriktirdiğim bir demet şiirle geleceğim.(ş.y)
..
Tıngır mıngır oynar coşar Akdeniz,
Ey mavi Akdeniz bugün sendeniz.
Kollarını açıp koşar bendeniz.
Huzura koşmaktır mavi yolculuk.
Mavi enginlere martılar uçar.
..
Bugün yalnızım hayallerimle,
uzun bir yolculuk öncesi.
Rengi olmayan puslu bir yol önümde.
Bensiz gidiyorum, canımsız ve içimsiz,
Şerefsizce kaybettim biliyorum.
Bugün yalnızım yolculuk öncesi.
..