durma ne olur öyle yüzüne bakarken
gözlerinden içine uzun bir yolculuk bu
dudağına kadar düşmüş bir damla
özlem acıtmış canını besbelli
ama ağlamak son çare
elimizde olan bir şeyler varken
ölürüm ellerini bırakırken
..
Öfke ve endişe dolu bütün bu hatıralar,
Ki çıplak,sevimsiz,uçsuz bucaksız bir sestir.
Aşkın kanatlarını kullanan içimdeki yaralar,
Kahkahaları çığlığa çeviren ızdırap kadar mukaddestir...
Yokluğunu uzaklara taşıyan köleler gibi yıllar,
Ki hepsi merhametsiz,hantal ve ürkektir.
..
Önce bir şeyin değişmesi lazımdı;
Aşık olmanın,aşık kalmanın...
Sen oradaydın,aşık kalan
Ben burada,aşık olan
Değişmesi lazımdı önce olanın...
Deniz Fenerine Yolculuk /Öncesi
..
Karanlıksa karanlık
ben hep geceyi sevdim..
Gülümsetip yüzümü,
özgürce
düşlerime
yolculuk yaptırdığı için..
..
Sen istersin ki bildiğim yoldan gideyim, yoldan yordamdan hiç çıkmayayım. Alıştığım bir hayat çizgisinde bir rotada gideyim.Önüme hiç engel çıkmasın istersin. Ayaklarının altında zaman akıp gitsin ve önünde gideceğinle ilgili bir sorun olmasın.Bütün dağlar delinmiş olsun veya dağlardan dağlara köprüler kurulsun.Ulaşacağın yere emin adımlarla gitmek istersin.
Bilmezsin ki tabanlarında ezdiğin senin hayatındır.Bir adım öteye kendi isteğinle gidemezsin ki? O zaman ayakların ne işe yarar ki? Bir iz bırakabilir mi tren. Sen metal soğukluğunda bir hayat istiyorsun.Sağındaki solundaki çiçeği koklayamadıktan sonra yolculuk neye yarar ki? Gideceğin yer belli ise sen de bellisin.Evet bir kurşunsun ya da oksun.İlk kurbanı da sensin. Bil ki aslında ölüsün.
Sen trensin ben deve. Ben yol bilmez kervan bilmez bir deveyim. Tek korkum deve dikeni.Bütün çöl benim,ova benim,yol benim. Hayatın güzelliklerine yol alırım ben. Çirkinim yüzümde çalıların çiçeksiz yanları.Gülüşlerimde bitmeyen kışlar.Donuk bir tebessüm çizerim dudaklarımla.Ama yine de senden çok gülerim.Çünkü ezber şarkılar yoktur dudaklarımda.
Sen pas tutarsın ellerinle.Yağmurlar dökülünce üzerine boyalar akar gözlerinden.Ve sen hala güzel olduğunu sanırsın.Hala güzel günler gördüğünü sanırsın.Oysa rüyalarında bile yeniksin.Kabuslar kaplamaktadır tenini ve geceni.Ay ışığı girmez karanlığına.Esmer bir geceyle sevişirsin.Ve bedenin hala bumbuzdur.
Oysa ben çöl çiçekleri içinde kumlardan çekerim gün ışığını.Kum kadar sonsuzlaşır mutluluğum.Ayaklarımda sıcak bir çöl akşamı olur.Yıldızlar dolar rüyalarıma.Yürürüm yeni heyacanlara ve mutluluklara.
Sen bildiğin yoldan gitmeye devam et.Yolun açık olsun.Bense çizerim kendi yolumu. Yorulsam da bitkin düşsem de bulurum kendi mutluluğumu.Ya da kendi mutsuzluğum içinde yaşarım.Ama bana ait olanı yaşarım.İşte budur beni develeştiren ya da devleştiren. Senden ve başkalarından farklı eden.
..
İnsanların ömrü farklı, kimi uzun kimi kısa,
Neticede hep yolcuyuz bir meçhule nasıl olsa.
Bazıları aceleci,bir an önce göçüp gider,
Bu kadar tez olmak niye,gideceğiz nasıl olsa.
Tanrı kurmuş bu düzeni, böyle gelmiş böyle gider,
Bu yolculuk ertelenmez, insan ömrü bin yıl olsa.
..
Bayramları neden severim bilirsin,
Yaylımdan gelen, memesine âşık kuzu gibi
Anana doydukça doyarsın.
Kana, kana içersin.
O koku, o sesleniş
Sadece sanadır.
Toza bulanmış o hengâmda sen sadece
..
Şiir yüklü gemilerle kalbine yapılan yolculuk,
Yağmurdan sonra toprağa benzer;
Yenilenme telaşı kokusu
Kendinden geçirir insanı.
Gemiler batarsa,
Toprak susuz kalırsa,
..
YOLA ÇIKARKEN
Yolculuk
Bir kenti terk etmek için bavuluna koyduklarınla başlar
Acele
Kirli ya da temiz çamaşır
Ayırmadan
..
Gidiyorum sevgilim ardıma bakmadan
Adım adım yürüyorum karanlığa doğru
Yüreğimide aldım avuçlarımın arasına
Sensizliğe sonsuza gidiyorum sevgilim
Dünüşü olmayan bir yolculuk benimki’si
Buraları sana bırakıyorum sevgilim
..
Burası sessiz, sensiz boş artık
Hayaller, hatıralar yıkık, yırtık
Biliyor musun ne kadar ayrı kaldık
Bu yolculuk uzun sürdü dön artık
Havalar mı soğudu ben mi üşüyorum
Bilemiyorum sensizlikten mi titriyorum
..
Bir ruh gemi misali yelken açtı,
Yol uzun kimine göre çetin bazen kolay,
Her mesafede farklı teçhizat,
Bu bir gurbet; hedef asıl vatan…
Gidişat belli değil, selametsiz fırtına,
Rüzgâra dayanılmaz; güvensiz fırtına,
..
erdemince yolculuk gönlüm uçuğu
kalemimi alsan da saygındır öyküm
gövermez geninde yaşamın çubuğu
toprak olsam da söylenecek türküm
özlemlere giyindim sevda savruğu
kırılmazda öfkeler yangın kabuğu
..
İçimde coşkusu var, tarifsiz duyguların
Ruhum bir deniz gibi, durmaksızın coşuyor
Düştükçe yankılanan, imkansız arzuların
İçimdeki o çocuk, enginlere koşuyor
Bu akşam sanki haber, sanki bir yolculuk var
Beni takip etmekte, bilmediğim kahraman
..
Dalgalar benim sevdam denizlerde,
Artık,,
sen yoksan kaderimde,
Zalim fırtınalar düşmanım,yazan kalemlerde,
Monakoda italyada her yerde,
Seni geç tanıdığıma pişmanım,
Kader burda birleştirsede,ikimizi
..
VUSLAT.
Bir dizilişi daha başladı işte harf harf vuslatın
Bir kara akşam üstünde hüzün çöksün diye bekleşirken.
Oysa akşamüstüleri hüzün dolardı herbir yan..
Nerde benim hüznüm, hani nerdesin nerede yürek ağrım...
..
Bir hotel odası sessiz huzursuz
Bir sürü eşya bir sürü ruhsuz
Aynada bir cisim biraz umutsuz
Birde hayalin var Allah'a şükür
Ortada bir yatak temiz ve beyaz
Mevsimler seçilmiyor ya bahar ya yaz
..
geçen zamanın kıymetsizliğine mi yanayım
başlayan yolculuğa mı biteyim
bir devr i seyehat idi fani dünya
başlayınca asıl yolculuk baki dünya
gözlerim ağlasa da anlatamaz derdimi
kouşmaya başlasa benim naciz ruh dili
..
az yolculuk edilen yol
en uzunu olandır
tek bir adımla başlar
milyonlarcası yürür
sonu başında
başı sonunda
bitmeyen bir sevda gibidir...
..
Korkuyla ve koşturmayla başlayan yolculuk ana rahminde yer edinmenin yuva yapmanın mücadelesi ve yer bulamayan milyonlarca insan yavrucuğunun hikayesi adı yaşam bu yarışın.Tezat olan ise hatalı genler nasıl olurda milyonlarca gen arasında bu yarışı kazanır ve yaşam hakkını elde eder.Ruh hatalı genle ne tür bir işbirliği içindedir?
Toprak ölü bir takım organizmalardan yeni bir yaşam salıverir oksijen ve karbondioksit çiftinin dünyasına, bu muhteşem ikilinin çocuklarıdır doğa biri olmadan diğerinin varlığı yıkım demektir.
Etrafında olup biten her şeyin farkında olup da sessizce kalmak hatalı genin belirtisi midir? Ya da bir takım kurallara uymayıp düzensizlik adlı uçuruma kendilerini atıvermek maceraperestlik midir? kurallılar düzenli bir yaşam hakkını elde eder ya kuralsızlar işte dünyanın dengesini bozan hatalı genler onların kuralı ise kuralsız olmak.
Değişmesi gereken bir şeyler vardır hep hayatta değişiklikte yaşam vardır adrenalin vardır.Erkek kadını girip çıkma eylemi ile aşağılar kendince oysa onun aşağıladığı yerden kendi çıkmıştır bir zamanlar.Bu kızgınlık neden? yoksa buda hatalı gen belirtisi midir? Ya kadın neden kendini aşağılanmış hisseder.Sanırım bunun cevabını biliyorum yok yok bilmiyorum öyle bir muamma ki bu aslında o kadar iğrenç ki o kadar yaralayıcı ki kadının vajinasında kendini bulan ve kaybeden erkekler o kadar basitler ki basit ve acizler.Kendi koydukları kurallarda dans ediyorlar eziyorlar kadını zayıf anlarında hele birde saflık ve dürüstlük genlerinde mevcutsa kadında.Hatalı kadın genleri de var zayıf yada fettan.Evrene tohum saçma güdüleri ve milyonlarca hatalı gen yayma arzusu ve de bir iki dakikalık sürtünme asıl mesele… sevgi aşk fasa fiso hepsi boktan hikayeler hayat hikayesi güçlü ve zayıfın mücadelesinden ibaret…hikaye yi okumak yetmiyor yaşamakta gerekiyor acısı ve tatlısıyla ya kazanırsın ya kaybedersin öyle ya baştan kabul demişsindir.Neden unutulur baştaki kabulleniş bile bile lades olmamış mıdır? Körmü dür?
..