YOLCULUK ŞİİRLERİ

dedim ki suretler belirsizleşti neden dedi
bir bavul içinde bir kukla bir ayna bir kitap var dedim
bu bavul bir yolculuk içinde zift ve çamur dolu baret
sadece 3 kişiyiz sadece 3,insanlık içinde bir o kadar zengini fakiri savaş isteyenleri
boşluğun üstünde yüzen ışıkların yitip gideni saydam olunca ekmeği körlükte iyice
aydınlanır his kalanı giderek kayboluyor, korkakça susarak da lacivert en güçlüsü zaten gölgeydi ormanda
..

Geçip gider tren..

Başkalarının olduğu yerlere götürür buralara başkalaşmayı seçmiş kim varsa..yolculuğun kendisi de bir duraktır aslında yalnızca onu seçmeyenlerin bekleyip binip inebileceği..sevdiği uzakta olanları ayakta tutar ya bir yolculuk umudu,sevinsinler..aynı şehrin havasına muhtaç iki bedenden aşık olan düşünsün ve avunsun şiir olması muhtemel benzerlikleri,ayrılıkları ve ayrılığın artık hiç olmayacak birlikteliğe bu kadar benzeyişini..

sürekli ışığa yakın alacakaranlık olsun isterim ben..gözümü alır aydınlık ve karanlık bir başka yolla aydınlığa sebep ya..bilmem ki payı var mıdır bu sevmeyişte aydınlığın ayrılığa kelimesel benzeşiminin bilinçaltımın uyuruyanık varlığıyla..hep bahar olsun isterim..ya gidişinin kıyısında hep şiir olmaya mahkum serin bir ağustos sonu olmalı bahar ya da sürekli yalancı sürekli kandırabilen özlemi bol ümidi çok bir nisanın ilk günleri..öyle ya adı koyulmuş her ne varsa uzaktır kalemime ki kalem yerini bir diğerine devretmek zorunda kalır..bu yüzdendir baharın şiirselliği..

öyle ya!
..

Hergün yeniden başlar bu yolculuk
Ben yaramaz bir rüzgar, sense masum bir çocuk
Sen oynarken ağaçların dalları arasında
Ben gelir fısıldarım kulağına
Bir şarkı tutar söyleriz beraber ıslık ıslığa...
..

Şu an yağmur yağıyor İstanbul'da. Mis gibi toprak kokusu sarıyor tüm hücrelerimi. Doğanın eşsiz müziğini dinliyorum seni düşünerek. Yere düşen yağmur damlaları bana seni hatırlatıyorlar. Sanki gönlüme düşüyorlar birer birer. Gönlüm bu damlalarla yıkanıyor huzurla, mutlulukla. Günlük sıkıntılardan uzaklaşıp yepyeni bir dünyaya adım atıyorum her bir yağmur damlasıyla.

Yağmur damlalarıyla konuşuyorum ve onlara diyorum ki: 'Ey damlalar! Aşkıma selam gönderin benden ve ona kendisini dünyalar kadar sevdiğimi söyleyin. Korkmayın, korkmayın! O sizin dilinizden anlar. Çünkü doğanın ve aşkın dilini çok iyi bilir. Büyük bir ihtimalle şimdi uyuyordur bebekler gibi. Artık uyandığında söylersiniz selamımı.'

Belki birazdan güneş yüzünü gösterecek ve bana gülümseyecek. Gökkuşağının renk cümbüşü saracak İstanbul semalarını. Gökkuşağını seyredeceğim tutkuyla. Hatta çocukça bir çılgınlık yapıp altından geçmeye çalışacağım. Eğer bunu başarabilirsem Kaf dağına yolculuk yapacağım Anka kuşunun kanatlarına binerek. Oraya vardığımda masal kahramanlarıyla tanışacağım, onlara senden bahsedeceğim ve âbı-hayat iksirini isteyeceğim onlardan senin için. Birlikte bir plân yapıp devden o suyu çalacağız bin bir güçlükle. Senin sevgin bize yardım edecek en çaresiz anlarımızda. Sonunda bunu başaracağız. Dönüşte sihirli merdivenle gökyüzüne tırmanıp yıldızlardan yardım isteyeceğim. Onlar beni yeryüzüne indirecekler güvenle. Devden çaldığımız âbı-hayatı sana armağan edeceğim sevgimi sunarak. Çünkü içimdeki sen'in sonsuza dek yaşaması benim en büyük dileğimdir Allah'tan.
..

Her son durakta başlar,
Yeni bir yolculuk
Yeni bir yolun başlangıç yeridir son durak
Aslında ilk duraktır
Her son durak...
..

Umutlara yolculuk
Gidiyorum sessiz sakin
Bulutlara yolculuk
Uçuyorum darmadağın
Ayaz olur sonbaharın gecesi
Çözemedim kaç parçadır
Ayrılığın hecesi
..

Bir ılık rüzgar eser
Ruhumda bir eski ezgi titrer
Gözlerim dalıp gider uzaklara
Ve bir uzun yolculuk başlar
Geçmişten geleceğe.....


..

(.....)
bu şehirden öte otobüs durakları
yalnızlık taşır, yalnızlık taşır, ey kalbim
kırılır içimde bozkırlar, hüzün, tepedeki ağaç
ömrümüz kaç yolculuk, kaç sabah, bilinmez
(.....)

..

Yatıyorken çaresiz, beyaz çarşaf altında,
Yaşıyorken bilgisiz, gölge oynunu hattında,
Atıyorken üstünden, her türlü insani beşeri,
Bırakıyor ardında, kendinden kalan eseri.

Kırılıyorken yaşamlar, kristal kuşak belinde,
Kimisi ayaklar altında, kimisi beyler elinde,
..

Yolculuk,veda; gündüze geceye
Ayaklar üstünde, başa gidilen
Bakılır defterde, yazan heceye
Hesaplar içinde, hesap güdülen


Kedere sayarım geçen günleri
..

Telepati

Bireysel olarak, beyinden beyine; evrensel olarak da bireyden evrene bir iletişim var!

Evreni okuyan aslında kendini bilendir! Kendini okuyan evreni de okuyabilir! Bu yeteneğin kişide gelişmesi telepatiyi geliştirir! Geleceğin iletişimi telepatiyle olacak! Telepatinin verimli ve kesintisizliği ise samimiyetle olur! Size bir sır veriyim ben insanların sakladıkları pek çok şeyi kendi ağızlarından dinleyebildim. Bu bir yetenek olduğu kadar güven meselesi!

Sır şurada; yalancı değilseniz yalanı hissedersiniz, sahtekar değilseniz de sahte olanı bilirsiniz yani sizin elinizde. Ahmaklardan sakının çünkü ahmaklık kişinin kendini ele vermesidir!
..

Bir gemi; rıhtımdan uzak mı uzak
Yolcular beyazlar içinde, sessiz.
Gizemli bu yolda konuşmak yasak
Dostlardan ayrılmış, kalmış kimsesiz.

Tek tip elbiseler; yakasız, kolsuz
Ne ayaklar belli; ne el, ne de baş.
..

Değerli Dostlar,

Tüm inançların ve düşüncelerin üstünde, bilgi birliğinin birikimi olan paylaşım soframız Antoloji Com’un saygın ve seçkin üyeleri, aranıza katıldığım ilk günden bu yana sayfamı ziyaret eden, gönlü ve kalemi yüce, inançları doğrultusunda sevgiyle sevdasına sarılan tüm gönül dostlarım; aranızda bulunmanın onuruyla, kaleminin mürekkebini alın terinden dolduran biri olarak, Şiir tadında olan gönül dostlarımı, anlayışın, hoş görünün ve paylaşımın sevdalısı, tüm yürekleri Dost Şeref olarak selamlıyorum.

EVET,
vicdanımızın yorganı olan bu kültür soframızda bulunan Şiirlerime iki satır da olsa, yüreğinin sesini bırakan sizlere, zamanında yanıt vermeyi akıl edemediğim için tüm Şiir severlerden özür diliyorum. inanıyorum ki bu hoş görü sofrası, bağışlayıcıların bulunduğu erdemli bir yoldur.
Bu arşive üçyüzüncü şiirini kaydetmenin mutluluğunu yaşayan biri olarak, hedefimi altıyüz olarak belirledim. Yarınlara ve her yaşta öğrenmenin huzuru içinde yaşlılığa mutlu, onurlu bir yolculuk yapmak istiyorum. Bu yolculuğumda sevgisini ve sevdasını esirgemeyen ve dostluğun erdemini sınırsız ikram eden tüm dostlarıma teşekkür ederim. iyi ki varsınız!
..

Bugün yine yolculuk var,
Bilmediğim diyarlara,
Sevdiğimin hasreti,,
İçerimde olur yara,
Eser ayrılığın yeli,
Savur beni beni,
Bir o yana, bir bu yana.
..

En uzun en kısa en geniş en dar
Yollar… yollar
Boş dolu sessiz kalabalık
Yollar… yollar
Hepsi bir aradayken hepsi birbirinden yoksun
Şarkılardaki gibi bir nefes kadar yakın
Bir yıldız kadar uzak
..

iki dudak arası...
bir yürek atımı...
bir göz kırpımı...
yolculuk ancak bu kadar uzun...

cama yapışıp dövünmeyi bırak! ..
sen yolculuğunun tadına bak! ...
..

Hep..,
Bir sevgilim olurdu..
Bir anlık,
Göz değmesinden...
Bir anlık,
Ses gelmesinden...

..

'Şu benim kervan geçer,
Kuş uçmaz yalnızlığımdan
Söyleyin kendine kim esvap biçer'?
Metin Altıok

Mayınlı yollara dikkat et dedi bilge.
Ve mayınlı yollara götürenlere.
..

Giderken unuttuğun, ruhumda akınsın
Yaşattığın engüzel, aşkla besleniyorum
Suların rengi derin, nefes kadar yakınsın
Duymanı istiyorum, sana sesleniyorum

Sevgilim seni bana, bir kadehte sundular
Gidenleri bekleyip, birkaç acı söz saydılar
..

Bir şişe daha düştü denize
içindekiler bende.

sen de ne var?

Yaşananlar yaşandı.
şimdi yolculuk nereye?
..