YOLCULUK ŞİİRLERİ

YOLCULUK ŞİİRLERİ

Göksal Aktuğ

bir bank da oturuyorduk en son onunla
uçan halıda yolculuk misali biraz
elle tutulur gibi değildi ellerimiz..
güneşin yerinde ay
ve yıldızlardan gözlerimiz
..

Devamını Oku
Gökhan Barış Pekşen

Kelimelerin sihirli dünyasında seninle yolculuk etmek hayatın yüzüne yansıyan güzelliğini keşvetmek için sana uzanan sınırsız cümleler kurmaya hazır bir adamdan bekleyebileceğin herşeyimle sana uzanıyor düşlerim...
Önümüzde bir sokak var ardımızda bir tarih ve tarihin içinde mitoloji var...
Mitolojinin içinde sen varsın bütün gizemli yaşamınla.....

Hayallerine dokunabilmek için ellerim sana bir düş kadar yakın...
Bakıpta göremediğim yerden,bir zamanlar yaşadığım yerde hayat bulan güzelliğe buradan sevgiler..
Hayatının ince ayrıntılarını ve kaderin bize çizdiği yol haritasını belirlemek için seni bekliyorum...
..

Devamını Oku
Caner Gümüş

Toz pembe düşlerle başladı yolculuk
Toz olan bir kalbin sızıları ile son buldu,
Umutlarımız okyanuslar kadardı
Bir başlangıç istiyorduk sadece
İnançlıydık,inancımız güneşi yakardı,
Geriye mahzun bakışlar kaldı.
..

Devamını Oku
Su Eda Gümüş

Dar sokaklar arasında geçiyor ömrüm. Upuzun sanki hiç tükenmeyecek bir yol bu. Yanımda yükselen blokların ağırlığı çöküyor üzerime. Sanki hepsi depremlerde yıkılmış birer harabe. Hangi yana baksam içten içe çürüyen temellerin üzerinde ayakta görünen solgun renkli birer dev. Kendi kendisinin gölgesinde kalan sıcaktan bi haber insanlar. Işığı görmeyen güneşin kucaklamadığı bedenler. Kim bilir kaç zaman oldu; içimden neşenin taşmadığı, gülümsemelerin yapay, kelimelerin hapis ve bedenimin tutsak, ruhumun göçebe kendimle bile uzak düşüp bulamadığım günlerden uzak uyandığım. Dünyanın bir hapislik yeri olduğunu doğrularcasına nereye gitsem ağıt nereye gitsem hüzün kime çarpsam kan. Kulaklarımda hep aynı masallar mış lar la miş ler le söylenmiş ve mış gibi yaşamların anlattığı yalanlar. Gardiyan biçmiş her insan nefsini ve terbiyeden uzak başına dikilmiş her gardiyan. Uzun dar eğri büğrü bir sokak yıllardır yürüyüp de sonuna gelemediğim. Arayıp arayıp da doğru bir yola varamadığım. Hangi şehre göçsen hangi insana merhaba desen gözlerinde ruhları asılmış insanların. Başlarında güçlü bir gardiyan. Korkutup ürkütmüş, özgürlüğü kaçırmış, sevgiyi asmış, yaşıyor gibi görünen ve sadece gardiyanın kurallarıyla gülebilen yalandan örülmüş bir dünyada yalandan yaşayan insanlar. Düzmece kurallar örülü kendi doğrularımızın etrafında, bunun içinde mapusluğumuz ve başımızda zebellah gibi korkularımız. Anlıyorum ki dünya denen mekanda yolculuk koca bir yalanın parçası olmakmış. İçime bir yol açmalıyım son gücümle kaldırmalı kazmayı ve kalbime vurmalıyım. Bir tünel oymalı ve dağların içinden yol bulmalıyım. Yoksa bu karanlık devlerin gölgesinde bir sabah soğuktan donmuş bulacaklar bedenimi. Üşüyorum yalanlardan ve örülmüş masallardan üşüyorum artık. Beni ısıtacak kalbime sığınıyorum içime iyice işlemeden karanlığın ayazı. Anııyorum ki yalnızlık baki bu dünyada, insan kendisiyle baş başa yoldaş olmalı aklıyla ruhuyla kalbiyle kendine,hüznün solgun ama sıcak kucağında.



İtiraflardan korkar insan. İyi bildiği ama iç sesiyle bile itiraf edemediği sancılı keskin uçarlı vardır önce kendine sonra can havliyle çevresine batırdığı. Söyleyip göstermeye korkmadığı güzelliklerin altında saklı olan incelikleri vardır insanların zaman zaman sığındığı ama kendine bile anlatamadığı. Koca bir dünyanın içinde milyarların küçük bir parçası ama en az onun kadar büyük bir alemdir insan. Zamanın her anında zaman kadar asıl olan ama en az onun kadar farklı. Kararlı ve kararsız anları vardır insanların yada onlar adına başkalarının aldığı kararları. Hayat bir mecburiyet yumağı. Bir kedinin elindeki yumak misali.
..

Devamını Oku
Yusuf Keş

Zaman dediğimiz şu uçsuz bucaksız denizde kulaç atıp duruyorum. Bazen karanlık fırtınalı sularda bazen cennet gibi bir resifte...
Bazen yoruluyorum bırakıyorum kendimi derinliklere!
Sonra merak ediyorum yukarılarda neler oluyor diye,
tekrar çıkıyorum su üstüne...
Bilmiyorum nereye kadar sürecek bu yolculuk ama yüzüyorum işte...
..

Devamını Oku
Necati Öztürk

Gönlümde gözyaşı var,çile var,ızdırap var
Yıllar yıkmasa beni yıkacak dertlerim var
Sabahı bekle derler beklesem neye yarar
Gecede olsa bile her demde yolculuk var.

2005
..

Devamını Oku
Bülent Aydınel

Sevda
İstasyonu olmayan bir yolculuk
Açık denizler gibi

Sevdayı demiyorum da denizi bilen bilir

Sen göğsünü yelken yap bu okyanusta
..

Devamını Oku
Mehmet Fatih Balta

SONSUZA YOLCULUK
Beynim fokur fokur yanardağ gibi
Gönlüm patlamaya hazır bir volkan
Lavlar dörtbir yana saçılmak için
Zamanını iple çekiyor inan.
Serhat GÜLÜ
..

Devamını Oku
İrem Altaş

Sevdadır beni yaşatan
Bedenimi sarıp kuşatan
Umuda yolculuk başlatan
Sevda kapılarımı açtım

Sonsuza yelken açalım
Dalgalarla savaşalım
..

Devamını Oku
Ahmet Ziya Pektaş

Kalbinin köşesinde bir çatlak,
Sızıntı şeklinde akar oluklardan sevda.
Kısa bir sessizlik anı bağlarken seni,
Özlemlerine yaklaştırır seni, bu yolculuk.
Ucunda ölüm de olsa, keserler biletini.
Azrail’le dostluğun başlar o an.
Yumunca gözlerini yaşama,
..

Devamını Oku
Cuma Gezici

O YOLCULUK

Ayrılırken uzun uzun öptüğüm sen değildin

bir önceki otobüsle gitmiştim ben.

Gözyaşlarındaki ölümü,
..

Devamını Oku
Taha Yaycı

Üç saat mesafe aramızda, 200 kilometre
Bir can burada, bir can orada nöbette
Zaman üstü yolculuk yaşananlar
Vahşi aslanlar artık kafeste

(17.03.2002, Emirdağ)
..

Devamını Oku
Murat Gevrek

Dur gözlerinde rayında kokuyor yolculuk
Beni götürmemeye kararlısın anlaşılan
Bırak ardında duranları
Dönüşün olursa
Diye kalsın...
..

Devamını Oku
Levent Kızıldağ

Nereye bu yolculuk?
Birak ben de geleyim.
Tek basima koyma, beni de al.
Neden koptu, soyle bileyim,
Kalbimdeki bu en saglam dal.
..

Devamını Oku
Hamiyet Cingöz Cangür

Hasretin ateş denizinde mumdan bir gemiyle
Sana geliyorum
Gal-u Bela’dan beri.
Ve hiç bitmeyecek bu yolculuk
Her buluşumda
yeniden yitirmeye mahkum olduğum...
..

Devamını Oku
Ayşe Bozkurt

yol
yolculuk
uzayıp giden önünde
sabah olmalı ilk adımın
çayını içmelisin sonuna kadar

vaktin olmalı geriye bakacak
..

Devamını Oku
Yıldırım Yorulmaz

Zamana yenik düşmüş, insanlığın ince noktası
Ruh ete bürünmüş, varsa yoksa Dünya hayatı
Neden ayıramaz olduk, ebedi hayatla faniyatı
Gideceğiz işte kefene doldurduk pişmanlıkları

Rıhtımda bekler hüzünle, son geminin yolcuları
Gözler arkada kalır, dillerde keşkelerin ahları
..

Devamını Oku
Selma Doğan

Bu yolculuk ne bir ölüm nede gitmek istediğim bir yer.
Bu benim ruhumla çıktığım son yolculuk.Bırakırken geride beni.
Unutmak istediklerimi ruhum sararken benliğimi bir sis gibi.
Havaya dağılışımın kayboluşumun hikayesi.
Şu an gözlerim kapalı dinliyorum zamanı hiç korkmadan.
Öyle huzurluyum ki ilk defa ömrümde ilk defa farkına vardım düşüncelerimin.Ve kendimin ne kadar değerli olduğunu.
Eğer hüzünüde acıyıda sevincide yaşayabiliyorsam.Ağladığımda dokunabiliyorsam gözyaşlarıma daha ne isteyebilirim ki beni yaratan tanrıdan.
..

Devamını Oku
Sezer Çelikten

Yakinlastikça kaybolan bir kente dönüsürdün
Kesfedilemez olurdun içinde yolculuk etsemde
Günahkar mevsimdin
Hiç umut yoktu sende
O yüzden vazgeçilmezdin
vazgeçemedigimdin
..

Devamını Oku
Audrey Aykut

Kudurmuş deniz, dalgalar dev gibi.
Gıcırdıyor direkler, savaşıyor teknem.
Ha battı ha batacak, bitecek bu yolculuk.
Ama göz kırpıyor deniz feneri uzaktan.
‘Gel! ’diyor ‘Gel! ’ ‘Kurtar kendini
seni yıpratan azgın sulardan! ’
..

Devamını Oku