Yolculuk Şiirleri.Yozıt`ları 2Main - '06 ...

Tis better to have loved and lost.Than never to have loved at all.-Alfred Tennyson, In Memoriam

1.

Ölü ışığı’na giden ‘bir şey’ var
Ve ölümışığı’nda da giden
‘bir şeyler’ var:
karanlık ve körlük.
Üzerinde gitmediğin bir yol
için bu ikisi,
bir değildir;
ayrı ayrı
düşünülmelidir artık …
*
Nitrogliserinin serbest kalışında –Terminatör’de- başlayan o salgın! ! !
Her yer heykellerle dolmuş!
Gölet buzulu heykellerle! !

Bir fiske ile parçalasan;
elleri kulaklarında,
razılar dünden …
Hala sırf onlara duacı
bir yanım var
! Umut, böyle olabilir mi? ’
diyorum bazen..
*
Zerafeti nicedir, terkedilenin
denizde;
“‘gelinlik seven-gelinlik yakan’ın evliliğin kapı eşiğindeyken”
İzmit Körfezi’ndeyim.

Deniz küçük dalgalardan geçilmiyor.
Dalgalarsa kurşun.
Üstünde ve altınca,
güneş-ışığı dolusu
bu oluşumun …
Aksine, Tavşancıl via
Viyadüğü çok sakin:
Kaçıwyor da koşuyor:
Kaçmak kolaydır, mesafesi kısadır.
(Varacağı yoktur.)

Sisi geride bıraktık Bolu.
Nasıl olursa, öyle bil; kör
ulusların ekonomisini.
Çünkü körlerin sürükleyecek
şeyleride olmazdı Bolu.
Halbuki sen, sana gelinince
bize saldığın sis, is değil..
Ölümışığındakiler
kendi üzerinde.
Ölüışığındakilerse sadece gidiyor.
Korkuyu sahiplenmeyen ama
üstesinden onun gelmeye
bir sinyal-hissin yetebileceği bir duru öngörü ile…
Kötüye yolu yok. Boşluktaki
masumiyet yolu..)
-

2.
Bitimsiz-yarış aslında, fotofinish`siz.
Havada emekleyen, avucunu yukarı tutmuş gölgeler
gider, söyle! Sislerin
gündüzün havaya çıktığı
ve bulutların yangın
çıkartmak şeklinde bolu Dağı’na inişi! tomruk
burdan
doğdu, kumda kağıt ve cam burdan
doğmadı, anne ve
babanın
evladettiği…
tanker tıpasına giden fitil, açık da
şoförünün doğar eline

Ölümışığındakiler kendi üzerinde.
Ölüışığındakilerse, sadece gidiyor ….
-

3.
5 köşeye itişim, 5`inde de kaşınım.
İstikrar var, (istikrarda) sekme yok. istemsiz. Bir
düğün
gördüm: Yücel-evlilik: (ne harika!) bazı şeyler
var, hatırladım.
istek dolu. Güç
toplayıp kendimden geçmeli.
-

4.
Niye kaçıyorsun, anlayamadım.
Daha dün ‘daha sessiz dinleyip’ yüze kapayan;
‘4 senenin tacizi(!) bu bir açıklama bekleyiş’ olsaydı,
sokak serserileri çoktan işsiz kalmıştı.
Şimdi de, siyah ve beyaz, siyah vs. beyaz olayını bana yakıştırıyor olabilir ‘bilinçaltı cinsiyet genel(l) i(n) ’.
Düşünsene, sen başta
ayırmasan; ben de
serserileri ve
kendimi ayırmak zorumda kalmazdım (nezdinde)

Kan tekeri olan bedbaht salgılar
damarlaşarak genç pıhtılar haline dönüşerek
kendini tükürüyor üzerime. ölü
çelengi geveze; sessiz
olansa üzerine
konulduğu mozole.
-

5. (Şaşkın, iyi köylü Mecit)
“12 Kasım Kaynaşlı..” diyen,
bizi böyle hatırla diyen;
yakınlarını kaybetmiş bir adam, Mecit:
Öyle kişilikli ki -Anadolum v.s. Türkiyem insanı- her
adım göz atışından bile
belli. Varlıklı
olduğunuzu umursamaksızın kendini sergiler
böyleleri. İmreniyorum
ona. Hediyelik
eşya gibi şeyler
satıyordu
tozlu. ‘Kırık
bir cam parçası var’ demiş bulundum aslan
parçasına: uyardım, bir nevi, onu:
(Annem şaştı, dedi: “Seni düşünüyor bu.”)
‘Dikkat et+iğreti duruyor, düşebilir: Sevindi (annemden sonra)
Bende.

6.
(Yolda geçerken) Bir yerde diyor ki: “İşte! gerçek arı balı burada.” Ve
ekliyor ki, yol kenarında tam da otobanın orta mevkilerinde, ‘yol kenarı-kendi görünmez-fendi tenteleri görünür-satıcıları’ dikkatime, zekama, duygularıma hitaben:
“Çiçek balı..” demiş, meğer diğeri.
Çiçeksiz bal var mı ki? (?) arısız
bal zaten olur mu? Konya’yı
geçtik
dışardan, Antalya
yolundaki obir tepecikte ‘yeni doğrulanan kuzucuktan gelmeleri’ otluyordu: yeni
koyun
olmuşlar. Herkes
sevsie: kesmesin,
onları,..
Girince Seydişehir Aliminyum’dan (tesislerden) İst.’e, karşımızda bacalar!
kuzguni bir dağın gölgesindeki şu acube..

Tehlikeli+bir+şiir
olayın bu bölümü: Tanrı duvarlı dağları’ndan geçmekteyken,
‘Güneye Biz Gidiyorken Mor ve Ötesi’nden’
sıcaka gidiyorsan buz öbeği’nden kaçkın, cehennemi kor’un; tehlikedir
dönemeçler. Tanrı
duvarlarını arkada bıraktık (sonra) artık: Toroslar Bolu Dağı’nı da geçti.
(Sonra anlayacaktık ki alçak Afyon yolu dönüşü daha sisliymiş)
yan dağlar sise dolandı.
bir görsen, sanki kar:
demin bizi de esir almıştı ‘Einstein esir maddesel’, yol üstünde, otobanda.
İzmirli Ercan ve Ercanlar (Dupont et Dupond on Tintin) ‘İç Anadolu-İleri uç-Seydişehri’ndeydi –
Demireller Petrol, Konya yollu Ankara’dan gelişi…
yukarı uçrulan ilk amatör füze ya da kızkaçıranlar bile aliminyumdandı (Seydişehir) …
Yarpuz Kasabası’nda adam arabasını durdurup yere iniyordu.
Toros’un sisine yürüdüler kameralı cep telleriyle:
haber alınamadı..
dağ+sisi bu Toros’un tosu. ölü
dirilten: garson
yan masayı takipte (dersin) , Ocakbaşı mezarlığında
vakit gece ve dağ otobanına sis bastı: toprağı deldi ‘zamansız sonsuzları-celseler’, kan tükürmüyor artık cesetler.
üstlerinde ölü toprağı. Bıraktılar her şeyi,* mutlulardır(!)
-

AraGeçişBölüm é:
3 gün içinde 2 yolculuk.
Dört gidip gelme.
Dört tane kap sıradan karakedi salyası:
kaynatıyor mu büyüleri ana, büyük kazanda Koca Ana?
Dönüş:
Mihalıççık, Yunusemre,
Günyüzü,
Oğlakçı,
Sivrihisar ve Polatlı,
Yassıhöyük (Gordion) ve Altınordu,
Yunak, Sakarya Şehitliği,
(Ayaş, Kızılcahamam, Haymana, Gölbaşı,
Çubuk) (Derken; ..
gelmişiz Ankara’ya,
cabu cobu Jedia Ayıcıks!
çabuk, valizler (toparlan) çabuk! …)
-

7.
Lodos’un denizinde
kumlar kıyıya vuruluyorken,
Daha önce ziyaret edilen ‘Özdemir Souvenir’ (Ant. ‘Kemer’, ki Magic Hotel yakını,)
Daha sonra yine aynı otelde öğle yemeği, biz,
az buz.

‘Veli Özen (Otel) işletmecisi’
ile sohbet: Yakından(, masada, yemekte, turistler var, bazı…)
: iyi birisiymiş (mış(!))
Dün akşam yemekteki o acayip & umursamaz tavırlı -tabir yerindeyse, Dean Koontz’dan- yabancılar
yerine iyi ecnebiler’ var (mış demek) bugünkü öğle yemeğinde.
Ama iyi uyumuştum da dün gece, deliksiz.
Demek Antalya hala bizim, Kemer.
Ve işte, dediğimiz gibi, şimdi, denizde lodos, lodosta kum(, kumda ‘”kumkum” çoluk şarkısı’…) Seralara
Geldik. Saatler sonra yükselecek (gene, dönüş yolumuzda) İç Anadolu Uç Karakolu Seydişehir’e, rakım.
*
Ama hala yoldayız:
Akyarlar Tüneli’nde hayat başladı.
Az öncesinde; deniz, Lodosu’ndan temizlenmişti.
Tünelden sonraysa; bu, bir adayı görünür kıldı.

Antalya’da Atatürk Blv’ndan sağa ilk ‘Shell’ …
: En son, pompacı görevlisi Kadir abi uğurladı bizi.
Ne güler yüzlü biri.
Hemen iletişim kuran cinsten zekası inceden …

Antalya Kent Ormanı önü otobanı; dolu, öncama arabada, başladığındaydı …

O lodos adası (şimdi, yeniden ama daha farklıca) gözde büyüdü,
ulaşıldı,
şimdi daha net,
yanı başımızda,
yerleşilesi,
ıssız …
-

8.
Ay bile şaşkınlıkla insanları
izliyor artık gibisine ……
Çünkü gece oldu, Ay solgun.
akşamüstü (ise) canhıraştı …

AraGeçişBölüm:
Atatük’ü sayan bir kadın’ın, (sevgilinin)
Tanrı’yı da anlamlandırışına anlam veremezdiniz
o zaman zarflarında …
:Eğer ki bir sis bulutu
yaklaşıyorsa da, Bolu Dağ’ın
ve erkek çocuk diyorsa şöyle biyolojik annesine:
‘ Keşke alsa bizi sis içine! oyun oynasak az (,Böylece)
‘Şimşek de gelse;
çökse, üzerimize.
Nerde o şans bizde:
ayrıcalığımız olurdu bu olsa ………..

Şaşkın köylü Mani`s Manas:
ecnebiye de sakın böyle şaşırma Mecit!
iyilik, bizim gibi, bilmez herkes…
bir çırpıda kullanır bazı varlıklılar.
Senin gibi, değer yargıları olan bir köylü;
her güzelliğe gebedir.
-

9.(Şükür, J: Wayne’siz bir) El Dorado (; ve/ya da Val Kilmer’lı & Sam Elliot’lu bir) + TombStone
Konya Yolu’ndan biryerlerden Toroslara; gelirken, Afyonkarahisarlı’dan, dağsız yollardan Ankara’ya…
Işl ışıldı lamba direkleri, gece girerken, yorgun argın, 3 köprü altı geçtik girdiğimizde Ankara’ya; şehrin dış tarafta(ysa) bazı ışıklar yanıyordu tepede, bazılarıysa hayır.. Melih Gökçek.
Ağız tarafları gariban gececilerce açılmış açık mavi & şeffafımsı çöp torbalarını anımsattı bu Akay’a inen K.Easat’ta, her nedense.
Neysee; M:A:A.R.S 'ula Hector bot, Yll Bryy. Westworld', via S(aturn) 3: 3 çarpı 24/7 eşit, (3 'tümlenen bölük pörçük gün’) + (4 çarpı 8 saat paso)
ama olmayacak inş. ‘el paso’, çünkü gökuşağı-bulutlar yağmur doğurur hep El Dorado

-----------

açıkl. Böl. 6:
‘“Toros sisine yürüdüler” anlatımlarıyla başlanan’ bir zombi gerçek hikayesi olmayıp, sadece (kafada hislerle) canlandırmadır.
* ‘Bıraktılar her şeyi’ lafı Mor ve Ötesi’nin ‘Biz güneye giderken’ şarkısında duyulanlardan ilhamla ‘mutlulardır’ yorumsalım esnetmesine geçişlenen…

açıklamalar, böl.9:
S3 (bir eski film) , Westworld (bir eski film.2) , El Dorado & Tombstone filmler gene…
:Robot Hector’la Yull Brynner bu filmlerde geçen aktör ya da karakterlerdi.

Genel açıklama:
9. bölüm hariç, hepsi cep tele mesajda yazıldı yolculuk esnalarında ya da konaklamalarda. 9. böl. İse, ankara’ya girince hemen eve…
1.böl. magic otelde, Kemer beldesi’nde kağıda geçirilmişti cep telden. O haliyle yazıldı ankara’da.
Diğer hepsi, cep telinden word’e temize çekildi, ‘mesaj’-‘taslaklar’ kısmından..

Anlık anların bir toparlaması şiir, vs.
yer yer girintili çıkıntılı dizeler orj.nlinde