Bir bilet alsaydım eski zaman trenine.
Çıksaydım sonu gelmeyen bir yolculuğa.
O tanıdık kömür kokusu,
alıp götürseydi beni yıllar,yıllar evele.
Karşımdaki boş koltukta otursaydı,
unutulmaya yüz tutmuş çocukluğum.
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Ohh sevindim. Sadece ben değilmişim OLSAYDIM diyen... Neden hep arayış içindedir insan?..Ama ne güzel şeyler olmak istemiş benim can arkadaşım. Önce güzel yüreğini, sonra da şiirini kutluyorum. Nicelerine diyorum, sevgimle.
Ve OLSAYDIM adlı şiirimi bırakıyorum yoruma eşlik etmesi için....
Yaşam bir seyirlik film değil ki
İşliyor rengârenk zamanın gergefi
Son yolcuyu almaya gelir bir gemi
O gemide bir garip tayfa olsaydım
Hasret, alevdir asude gönüllerde
Derin ahlar vardır bilinmez gelgitlerde
Hüzün kuşandığım asi gecelerde
Biçare âşıkların dilinde dua olsaydım
Düşlerim kayıp, göçük altında sanki
Zor yıllar gülüşlerimi tutsak etti
Kurban ederdim en içten sevgilerimi
Garibin gözünde bir damla yaş olsaydım
Ruhum kasırgaların koptuğu yerde
Doğurgan bir dert yumağı yüreğimde
Erisem gam yemezdim nağmelerinde
Sûfî nefesinde bir ney olsaydım
Bir sığınmacıyım, sokuldum yüreğine
Beni sevdiğini kuşlardan öğrenmem niye?
Pulsuz mektuplar gönderseydin düşlerime
Aşığın sazında tel, telinde mızrap olsaydım
Naime Özeren
Tebrik ederim ne güzel duygular...
Bulabilirseniz bir bilette bana ayırın...Lütfen...
Sevgiyle kalın herdaim :)
İçimizdeki çocuk yaşadıkça,her zaman tazelenecek geçmişteki tatlı ve acı anılar. Bir bir çıkacaklar gün yüzüne unuttuğumuzu sandığımız hatıralar. Kah naftalinli bohçalardan, kah çeyiz sandığından , kah Alaattin' nin lambasından.Yeterki yitirmeyelim o muzip çocuğu, yazdırsın bize daha nice şiirler.Her şeyin gönlünüzce olması dileğiyle.
TEBRİKLER sevgili Hümeyra hanım.
zamana yolculuk,okurken yaşadım adeta.
yolculuğunuzun mutluluk içinde uzaması dileklermle.
jutluyorum
Yaşarken bazen anlayamadıklarımız kıymetini bilemediklerimiz , zaman içinde neler bırakır özlemlerimize , dönebilsek ,saygılarla ..........asena
'Gerçeğe giden yollar, hayallerle çizilir...' Ve yaşamımızın 'gücüdür, üretkenliğimizdir' tüm hayaller...
Adına 'umut' dediğimiz de odur aslında... Yeter ki 'kine, nefrete, düşmanlığa kurulmasınlar...'
O treni tanır gibiyim Öğretmenim... Az gidip gelmedim 'beşiğinde sallanarak hayallerin', portakal bahçelerinin arasından geçerek...
Saflığı, güzelliği ve aydınlığı arayan, onu çocukluğunda bulup, tekrar yaşamayı dileyen tertemiz bir yüreğin sesiydi, şiir...
Tebrikler, Hümeyra Öğretmenim...
Bacasından kapkara duman atarak oflaya puflaya giden bir yorgun kara trende yolculuk yapsaydım geçmiş yıllara, yanıma alacağım üç şey şunlar olurdu: 1- karşılıksız sevgi 2- çıkarsız dostluk, kardeşlik 3- Vefa ve ciddiyet. Anlamlıydı, kaybettiklerimi hatırladım birer birer dizelerde. Yüreğine sağlık.
Yolculuk anarahmine düştü
ğümüzde başlamıştır. O bakımdan dünyaya gözlerimizi açarken ağlamışızdır!Bebeklik çocukluk gençlik, orta yaşlılık, ihtiyarlık derken devam eden bir upuzun yolculuk vardır. elbette..... Gülücüklerle kötülükleri atmak oldukça çok hoş duygular, bizleri ayakta tutar.Trenden bir mendil sakllamak. yolculuğumuzun devamımı anlatır ki yolculuk kavramını perçinler.Şiirinizin verdiği mesaj gayet anlamlı.Şiir sayfamıza yeni bir eser getirdiğiniz için mutluyum.tam puan +ant. tebrijk ve teşekkür ederşin. selam olsun.
Kalem olup yazsaydım şiir şiir sevgiyi.
Silgi olup silseydim dünyadan nefreti.
Dil olup söyleseydim hep güzeli güzeli.
Çocuk olup unutsaydım bütün kötüleri.
Ne yazık ki eski taş plaklar gibi gerçek sevgiler ve dostluklar da eskilerde kaldı.
Günümüzü anlatan manidar, güzel bir şiirdi.
Gönülden kutluyorum değerli kaleminizi..
Bu şiir ile ilgili 10 tane yorum bulunmakta