Öykü - Yolculuk Şiiri - Yorumlar

Recep Akıl
918

ŞİİR


4

TAKİPÇİ

Biletini alıp gişeden ayrıldı. Trenin kalkmasına daha epey vardı. Köşede duran simitçiden iki simit bir de ayran alarak trene doğru yöneldi. Ama sonra vazgeçip geri döndü. Gazetelerini almayı unutmuştu. Beş saat boyunca sürecek yolculukta vakit geçirmenin en iyi yolu bir şeyler okumaktı. Gerçi yanına kitap da almıştı ama gazetenin yeri başkaydı. Hiç değilse haberlere bakar oyalanırdı. Gazetelerini alıp yeniden trene yöneldi.

Son zamanlarda kendini bir türlü okumaya veremiyordu. Ne zaman bir kitabın kapağını açsa anında cayıp elindekini bir tarafa koyuyordu. Uzun zamandır üzerinde her şeye karşı duymuş olduğu bir bıkkınlığın yükünü taşıyordu. Nedenleri konusunda da hiçbir fikre sahip değildi. Bu konuyla ilgili olarak epey düşünmüş olmasına rağmen bir türlü kendisini tatmin edecek bir cevap bulamamış olması da ayrıca canını sıkıyordu.

Boş olan eliyle kapıyı açıp vagondan içeri girdi. Pulman koltuklu bir vagondu bu. Numarasını bulup elindeki simit ve gazeteleri koltuğuna koydu. Valizini tavandaki rafa yerleştirdi. Dün gelmişti Ankara’ya. Bazı işlerini halledip gece de otelde kalmıştı. Bugün de yolculuk baba ocağına…“ Yanıma abuk sabuk biri oturmaz da rahat bir yolculuk yaparım inşa-Allah.” Diye içinden geçirerek koltuğun üzerindekileri alıp oturdu. Poşetten simit ve ayranını çıkartıp yemeğini yemeye başladı.

Okullar kapanmaya yakın planını yapmıştı. Küçük, şirin mi şirin bir Karadeniz sahil kasabasıydı şimdiki durağı. Yıllardır yaşadığı göçebe hayat onu en son buraya atmıştı. Öğretmen lisesinden mezun olur olmaz atanmayla birlikte memleketinden bir çıkmış, pir çıkmıştı. Sırf annesini kırmamak için yaz tatillerinde gelir on, on beş gün kalır, sonra yine sessiz sedasız çekip giderdi, geldiği yere. Çok istemişti annesinin de onunla birlikte yaşamasını ama kopartamamıştı onu baba, ata toprağından. Öğretmenliğinin ilk yıllarında onu yalnız bırakmamak için gelir birkaç ay kalır sonra yeniden “Evim” deyip döner giderdi memleketine. Sonraları bunu da yapmaz olmuştu. “Babanı oralarda yalnız, bir başına bırakmak içime sinmiyor. Bu durum sanki onu terk etmişim gibi geliyor bana.” Derdi. “Sen nasılsa kendine göre bir düzen tutturmuş gidiyorsun. Bana ihtiyacın yok”

Tamamını Oku
  • Kenan Kazancı
    Kenan Kazancı 17.05.2010 - 15:21


    Ismarladığı çorbasını kaşıklarken yüzünün ifadesi kesin kararını vermiş olan insanların dinginliğini ve rahatlığını yansıtıyordu. Çorbasını tadını çıkara çıkara içmeye koyuldu. Evet deneyecekti. Hem de hemen… Artık bu sefer geç kalmak istemiyordu.
    sağol cennet gönüllü dostum harika etkileyici bir hikaye okudum..

    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta