Anılara ekledim bu yolculuğu.
Durup duraklamadan,
Uçmak istedim, uçsuz, bucaksızlara.
Gurbeti mesken tutmak istedim, bedenime,
Nede olsa; yerleşik bır hayat yoktur, yolculuklarda.
Devenin takati kalmamış, susuzluktan.
Bir hana uğramak istedinde,
Gelme mi dedi hancı?
Gündüzle düştün yola Adem gibi,
Gece seni arayan Havva'yı mı bulamadın?
O kadar dolandın, dünya etrafında,
Merakla aranan, kaşifler gibi.
Yola çıkma nedenini mi keşf edemedin?
Zaten hep böyle garip değilmi yolculuklar?
Beden oturur bir handa, tokuşturur kadehi..!
Ruh ise çoktan çıkmıştır yola.
Kafasına neresi eserse,
Orada açar gözlerini.
Bedensiz seyr-i aleme dalmıştır, ruh.
Kimi yolculuklarda ise,
Beden gider uzaklara,
Ama ruh, hep aynı noktada.
Ne enbgebeli geçişler buldum bu yolda,
Ne de haince döşenmiş, mayınlar...
Bir azığım kaldı, yadigar,
Yol uzun, daha çok maceralar var.
Yolcu yolunda gerek...!
Daha Hızır gibi yetişilecek, kavimler var.
Musa gibi yarıp geçilecek, denizler var.
Yusuf gibi kör kuyudan çıkıp,
Mısır'a doğru yolculuk var.
Daha Züleyha olup, Yusuf'u aramak var.
Bir azığım kaldı, geriye...!
Yolcu yolunda gerek...!
Daha Hüseyin olup,
Kerbela harbine koşmak var.
Daha Muhammed'i Mustafa gibi
Medine'den Mekke'ye yolculuk var.
Mermer kaldırımlarda yürüyüp, böbürlenmektense,
Ruhu çamur deryasında asilce yürütmek var.
Kayıt Tarihi : 11.1.2011 18:08:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (1)