Sevgiyi yuğaran elin gönlüyse dua.
Zamanı seninle bölüşmek güzel.
Geceye serpilen hüzün mü, gam mı?..
Aşk bu, nefes gibi alıp verilen.
Öyle sıcaksın bir yerlerde özlemler içinde.
Üşüdüm desem şems vakti.
Sen de beni özler misin acaba?..
İnşirah yokuşu her nefeste, her can bilir zararını kârını.
Batı’da Doğulu olmak zordur.
Masum ve doğru bir tanımlama arıyor kabirtaşları yerle yeksan olmuş ecdadın.
Özgürlükler kimin icin.
Bir soru o kadar diyor.
Tarih tekerrür mü ediyor?..
Bilmem!..
Türkler yerleştiği her ülkeyi vatan mı yapar?..
Ecdadının niteliğine sahip bir ulus mudur?..
Doğru diye bilinen hakikat.
Mesafe katedemeden, hakkı tebliğ eden de.
İnşirah yokuşu her nefeste, her can bilir zararını kârını.
Duadır insanın varlığını belirli kılan.
Cehaletin mazeratı olur mu? dedi Aklı Kılt Adam.
Kendi zamanın gölgesindeki aşk.
Aşık’kn suskunluğu altındaki gölgeyi arıyor.
Ey sevgili!..
Seni anlayabilmek önce sevgiyle.her taraf.
Oysa şimdi herşey arafta.
Yüzyılların ağırca yükünü taşır oldu yalnızlığa elpençe divan durmuş insan.
İnşirah yokuşu her nefeste, her can bilir zararını kârını.
Çarpmakta g/özümüze göğe çarpmakta olanları.
Gözümüze gönül, hafiften yokuş.
Bahar bayırından tırmanmakta kabul olmuş dua.
Kentin bir kesmi et yığını, bir kısmı uykuda.
Çevrendeki gölgelerin sesini dinle.
Yeşil görünümüyle ne büyük aşk meclisi var.
Birbirinden ayrılmış insan suretlerin ayrıl.
Konuşmanın tek düze homurtusu ilişkiler.
İnşirah yokuşu her nefeste, her can bilir zararını kârını.
Bir betonun göğe yükselişi gibi insan.
Yüksekçe orası değil.
Dibin dibindeki çukurda olma.
Kulak, göz, el kalbi aşka kesilmiyorsa.
Yalnızca yorgunluk ve usandırıcılık değil ölüm.
S/özler yanında nasıl ihtiyarlandığını hissediyorum.
Ve bataklıklarda insanlık bombalar düşerken insanlığa.
Kendinden çıkabilene aşk olsun.
İnşirah yokuşu her nefeste, her can bilir zararını kârını.
Tercih edilen doğruyla, öteye sıçrayabilirsin.
Belki de imkansız dediklerindir duada ektiklerin.
Tek tek sırat-ı müstakim üzere olanları teklif eden insan.
Bütün değerleri yıkılmış olsada toplumun.
Herkese İyi ve kötü gözle bakmamıza sebep olur sevgi.
Sadece basit bir soru.
İnşirah yokuşu her nefeste, her can bilir zararını kârını.
Acaba cevabı da o kadar basit mi?..
Şairler ve şiirler bakıştır.
Aşina nesle, bir kimlik ifadesidir kuşkusuz.
Hep sorularla gideceğiz.
Peki insanın insana bakışı nasıl?..
Ben tercih etmedim ki, bu öğrendiklerimi.
Ve de....
Yine de hoşgördüm gideni.
İnşirah yokuşu her nefeste, her can bilir zararını kârını.
Benliğimi yitirmedim, dua ettim mutlu yarınlara.
Adım adım yaşadıkça gördüm.
Kolay olmadı, nede yeniye alışmak.
Ve zamanı yudum yudum.
Hep umutla bekledim.
Kimi düşündüğüm oldu, çok kere de yaşadım ben.
Eskiyi unutmak, sonbaharda yaprak gibi dökülmek.
Kimi çok kimi daha çok.
Dakikalar zor geçti, ölümün güzel görüntüleri çabuk.
İnşirah yokuşu her nefeste, her can bilir zararını kârını.
Tanımak, tanımak duygusuna ulaşmıyor sevgi.
Çok şaşırmıştım, Anadolu’dan Avrupa’ya göçe.
Ya siz rüyalarınızı hangi dilde görüyorsunuz?..
Ama böyle oldu.
Düş kafesinde bulursanız beni.
Düşünen için sağanaktır yağmurun sesi.
Bereketi cemre yaşındadır.
İnşirah yokuşu her nefeste, her can bilir zararını kârını.
Tan vakti ateş yakındır.
Güneşi kuşkırtacısına dualar.
Ey yar zamanın anısına sevdam sana oruçludur.
Papatya o ne uykusuzluk aşkı.
Serüveni tozda gelinciğin b/akışı.
Bu uçuşa s/onsuz hayran sesin sesi.
Yığılan dilsiz bedenler arasında konuşuyor martılar.
Ve güzellik güneş yansıması.
Hızlıca ateşten küle uzanan hızlı hızlı ırmaksı.
İnşirah yokuşu her nefeste, her can bilir zararını kârını.
Kendi yokluğunda yaralı kuş tanığıdır şiirim.
Hayranlık ve üzgünlükle anlatabilmek için.
Kuşun narin uçuşunu da adımını da g/ördüm.
Ve dinlenmek üzere omuzlarımıza düştüğünde.
Hiç kimseye görünmeden bir gönülden çıkıp dünyayı dualarla bir uçtan uca dolaşmayı füşünüyor musun?..
İnşirah yokuşu her nefeste, her can bilir zararını kârını.
Diye soran z/amanlar vardır.
Hangi ateşi külüne döndürdün.
Kaç yıl oldu düşündeki bir türlü erişemeyen duygular,
Bir sevgiliye, sevgili olmak için gönülden.
Geri dönebilmemek için hangi yöne gittin.
Ilık sularda ve bataklıklarda.
Dağ başındaki kar’da.
Ama işte bahar giriveriyor araya.
İnşirah yokuşu her nefeste, her can bilir zararını kârını.
Uzak çevrendeki çocuk kalabalığım.
Bilinmeze götüren bir bakışın ardı sıra.
Sen yarsın işitmedin hala.
Bu uzak çığlıklar giriyor yarama.
Üstümüze dökülerek, onları örten.
Sözlerle, eşyaların kurşuni yansıması.
Bir de beyaz düşün körlüğü.
Ve sen hep uzaktalar olsan ah edip vah etmeye başlıyorsun.
Benim kanatlanmam yelin akınlarını yıkacak.
İnşirah yokuşu her nefeste, her can bilir zararını kârını.
Öyle bir duvar ki yalnızlık.
Taş kentler ve terkedilmiş ev’lerdeki yalnızlık konuşuyor.
Kül üzerinde yel acıdır.
Hele bu akşam, çıkagekdiyse konuk.
Uyuyanın nazik yanağına düşen seher var ya.
Karanlık nem dolu kanyonları var insanın.
Çicektaçlarından bir düşte duarım.
Amin diye eşlik edenlerin çiçektozları dörtnala.
Şişli, taş yüreklere rağmen.
Uykuda büyüyen dağeteklerindeki cemrenin yürek vuruşu.
Alnın altında bismillah konduğundan beri suyun şırıltısı.
Ateşin sustuğunda konuşan kim?..
Konuk bundan sonra çiçeğe getirmek üzere aşk durmasın diye.
İnşirah yokuşu her nefeste, her can bilir zararını kârını.
Düşünmesi güzel yaşanması zor bir yolculuk oldu sevgi.
Sırf senin özlemin yağmurun dudakları.
Nasıl da severim beyaz, siyah, mavi bulutları.
Toprağa nasıl düşerse dişi bir tohum.
Güzelliği büyüten eksin, dudaksın, duasın.
Sevinirsen sevincinim, üzülürsen üzüntünüm.
Zeytin dalında tatlı bir yolculuk, arzuhalim incir ağacına.
İnşirah yokuşu her nefeste, her can bilir zararını kârını.
(Y.ed - Engin Demirci)
Engin Demirci
Kayıt Tarihi : 20.3.2018 21:43:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Nefsi, yapması gereken şeyle, yani ibadetle meşgul et!... Yoksa o seni yapılmaması gereken bir şeyle, haramla meşgul eder. Hz. Hallâc-ı Mansur k.s

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!