YOLCU NEREYE BÖYLE
Ey yolcu
Nereye böyle?
Gidiyorsun, gitmesine ya! ,
Nereye? Biliyorsan söyle?
Doksandokuz köyden kovulmuşsun ya
Ne işin olabilir ki yüzüncü köyle?
Ey yolcu
Gözlerini yalanlıyor sözlerin…
Yüreğine neden bu kadar uzak,
Kan çanağı, uykusuz ve esrarengiz gözlerin.
Bilebilirmisin ki önünde vardır, kaç tane tuzak?
Ey yolcu
Dudağından güneşler doğuyor…
Lakin, gölgen sana küsmüş galiba,
Aşikâr kederin, hüznün, gözyaşını boğuyor.
Düşük omuzların bükülü boynun, acaba!
Yüreğindeki lav püskürmeleri nasıl soğuyor?
Ey yolcu
Sen Mecnun’u, Ferhat’ı, Kerem’i bilebilirmisin?
Ya da Adem’in Havva’sız kalmış, o çaresiz halini?
Sahi bir adımımı tamamlayacağım kesin, diyebilirmisin?
Bir düşün, bin düşün omuzlarındaki yükün vebalini
Ah bir anlayabilsen, şarabını böyle kaygısız içebilirmisin?
Ey yolcu
Görmezmisin, duymazmısın, dünyada olanları?
Habil-Kabil kavgası hiç fasılasız devam ediyor…
Allah korkusu sarmamış ki vicdansız çobanları
Nemrutça, Firavunca zulümleriyle ömürler tükeniyor…
Parmakların ucunda ki milyonları katledecek silahları,
Ve genleri oynanmış gıdaları, kimler hayasızca üretiyor.
Ey yolcu
Fezada da uçuşmaktadır utanmazca, çöplerimiz,
Dünyamızın içine arsızca ettiğimiz yetmezmiş gibi…
Milyonlar açken, çok yemekten kusanlara höst’lerimiz
Ulaşmıyor heyhat! Şimdi moda, şalvarlı, takkeli zengin tipi.
Avuçlarımızda şeytan icatları, cüzdanlarımızda süngerlerimiz,
Sadakat yok, şükür yok! Umumiyetimize hazır, cehennemin dibi.
Ey yolcu
Maşallah sahtekârlarımız gani… Evlerimizde seç beğen soytarılar,
Hepimiz kral, padişah mı oldu ki diye sor bir Yürek Yağmur’a…
Belki okumuştur bir yerde… Denizler de pisliğimizi yutmaktadır martılar,
Yeraltında bile rahat değil, börtü böcekler… Kimyasallarımız boca çamura…
Haydutların, haramzadelerin, hırsızların, yolsuzların elindedir, bütün tartılar!
Deccalların katkıları bulaşmış sanki… Bak şu yedi düvelde ki kanlı hamura.
Şimdi var git menziline… Selam götür, senden önce gidenlere ey yolcu
İnşallah tövbelerimiz kabul olur da, muhatabımız olmaz, orada hissiz kolcu.
Adanasız, 19.10.16 – 10.26 Y.Y.
………….
Kayıt Tarihi : 19.10.2016 15:41:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Şimdi var git menziline… Selamımı götür, senden önce gidenlere ey yolcu İnşallah tövbelerimiz kabul olur da, muhataplarımız olmaz, orada hissiz karakolcu. Adanasız, 19.10.16 – 10.26 Y.Y.
Maşallah sahtekârlarımız gani… Evlerimizde seç beğen soytarılar,
Hepimiz kral, padişah mı oldu ki diye sor bir Yürek Yağmur’a…
Belki okumuştur bir yerde… Denizler de pisliğimizi yutmaktadır martılar,
Yeraltında bile rahat değil, börtü böcekler… Kimyasallarımız boca çamura…
Haydutların, haramzadelerin, hırsızların, yolsuzların elindedir, bütün tartılar!
Deccalların katkıları bulaşmış sanki… Bak şu yedi düvelde ki kanlı hamura.
Şimdi var git menziline… Selam götür, senden önce gidenlere ey yolcu
İnşallah tövbelerimiz kabul olur da, muhatabımız olmaz, orada hissiz kolcu.
kaleminize sağlık sayın Nebi Ünler...
TÜM YORUMLAR (3)