Sahipsiz bir yaprak gibi
Hangi rüzgara kapılıp düştüyse bizim ellere
Koyvermiş kendini güzelim bahçenin içine
Bir yabancı ot, sarılmış sarmalanmış her yere
Sanmış ki yediveren gülüm
Buraların sahibiyim,ben söylerim ben dinlerim
Tahammül edemem söz saçana
Neden halâ gelmedi, yoksa
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok,
Devamını Oku
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok,
Bahçeye düşen bir yabancı otla söyleşerek ne dersler vermiş okura sevgili Seher Ercan.Kıssalar hisse almak gerek payımıza düşen kadarını.İşte böyledir yaşam. Herkes hakkına razı olmalı.Tapusu, senedi üstüne olmayan yeri sahiplenin
, üstelik dağdan gelip de bağdakileri kovanın sonu budur. Kutları içtenlikle sevgili Seher hanım. Nicelerine...sevgimle...
Bu şiiriniz benim Ayrık Otları şiirimi hatırlattı o yüzden yorumumu şiirimle yapmak isterim.Tebrik ederim Ant.
AYRIK OTLARI
Toprağıma kök salmışlar ayrık otları
Pullukları çekemiyor koşum atları
El ayağa bağlamışlar tüm halatları
Pulluk bağlı,ayak bağlı,elimiz bağlı
Ekonomi oyuncaktır sepetlerinde
Enayimiz köle olmuş hizmetlerinde
Kelepçeler takılmış bileklerimizde
Emekler bağlı, paralar bağlı, pul bağlı
Siyasetimiz on yıllardır emirlerinde
Tayfa görevi vermişler gemilerinde
Ajanlar cirit atmakta şehirlerimde
Düzen bağlı, vekiller bağlı, oylar bağlı
Onlarca örgütleri var emirlerinde
Bir gram akılları yok ki beyinlerinde
Her türlü kaçakçılık var zihinlerinde
Sınır bağlı, gümrük bağlı,çitimiz bağlı
Çetelerle kurumları işgal etmişler
Polis, yargı ve orduya yerleştirmişler
Abi,abla,imam diye öne sürmüşler
Din bağlı, müritler bağlı, tarikat bağlı
Birbirini yesin diye silah vermişler
Bütün mühim noktaları şifrelemişler
Anarşi çıkarıp darbe tetiklemişler
Komutan bağlı, polis bağlı, yargı bağlı
Teknolojik terör girmiş evlerimize
En son model telefonlar ellerimizde
Muhabbetimiz kalmadı birbirimizle
Çocuklar bağlı, baba bağlı,ana bağlı
Bizleri kuru soğandan mahrum ettiler
Başımızı kaldırınca tepiklediler
Bizi bir kovana koyup mühürlediler
Arılar bağlı, petekler bağlı, bal bağlı
Bir kere olsun biz bize yetelim desek
Gece gündüz çalışarak bizde üretsek
Karışmayın işimize deyip diretsek
Beyinler bağlı, yürekler bağlı, bel bağlı
Sazımın akordu artık düzen tutmuyor
Her telinden ayrı ayrı sesler çıkıyor
Ağıt yakan yuvalarsa yürek yakıyor
Akort bağlı, mızrap bağlı, sazımız bağlı
Biz debelenirken onlar içerler viski
Bizi niçin yokederek batırsınlar ki
Kaz gelecek yerden tavuk esigenmez ki
Uşaklar bağlı, kahyalar bağlı, bey bağlı
Memleketimin heryeri örümcek ağı
Nasıl derdest ederiz ki kocaman dağı
Kırmamız gerekiyor bütün prangaları
İstikbalim kuvvetli bir azim'e bağlı...
07.08.2015
Bülent Arkan
Serbest şiirde olması gereken bütün güzellikler şiirin içinde mevcut. bir okuyucu olarak duygusal yönüyle Hisseme düşeni aldım..Güzel bir şiir olmuş Kutluyorum.
güzel sunum olmuş okuyucusunu yormayan ve şiir akışı anlatımı peşinden koşturan harika bir paylaşım kutlarım şairim
Ehh...Ancak bu kadar yerinde fakat zarif, aynı zamanda tatlı sert bir ders verilebilirdi haddini bilmez, sırnaşık yaban sarmaşıklarına... Kızgın asfaltta yanıp kavrulsunlar da akılları başlarına gelsin...
Şiire geç kalmış olmanın mahcubiyetiyle kutluyorum şiiri ve siziiçtenlikle ve sevgimle...Nicelerine...
‘’Dokunmasın bize kimse
Şunun şurasında rahat bir yolculuk yapalım
kimseler karışmasın, keyfimize bakalım
Hem suçlu hem güçlüyüm ama
Dokunanı yakarım ‘’diyerek
Sıkılmadan nutuk atmış.' ÇOK AKICI VE DİKKAT ÇEKİCİ BİR ŞİİR KUTLARIM EFENDİM SAYGILARIMLA.
'Yolcu' sözcüğüyle büyük bir genelleme yapılmış.... Her anlamdaki 'yolcuya' gönderme var....
Şairin şiirdeki dilinden bir 'haddini bildirme' seziliyor... Ara ara gerekçelerle bunu neden yaptığını da belirtiyor......
Faruk Nafiz ÇAmlıbel'in 'SANAT' şiirindeki dizeler çağrışım yaptı bende.....'İncinir düz caddede dağda gezen ayaklar...' Şiirin bütünlüğü içinde anlamlandırılabilecek bu dize şiirinizin son bölümüyle uyum içindeydi....
Şiirinizi ve sizi kutlarım Seher Hanım........ Saygılarımla......
'Ot oburlardan' biri mi desem?
Öbürü 'ağır kaçar' belki şimdi.. Yumuşatmak, 'haddini bilmezin' artık öğrenemeyeceği gerçeği ile bize düşer, sanıyorum..
Halkımızın tam yerine oturan özlü deyişleri vardır bu konuda: 'Dağdan gelip, bağdakini kovan' der ayrık otlarına, bulduğu yeri işgal eden, saran sarmaşıklara..
Bencillik midir, yoksa rahatsız edici 'rahatlık mıdır' bilemem..
Bildiğim, bir nevi hastalıktır 'buralar benden sorulur' işgüzarlığı. Her yolun kendisine çıktığını sananlara işte böyle gösterilir, yol...:
'Asfalttan lütfen!'
Egolarını tatmin etme derdine düşenlere 'ders' gibi şiir.
Kutlarım Seher Hanım..
Didaktik yönü ağır basan bir şiirdeydim.
Şair bir öykü üzerinden söylemek istediklerini dile getiriyor.
Oruç ARIOBA'yı anımsıyorum işin içine Yol,yolcu,yolculuk..ana konuları girince.YER,YÖN,YOL başlıklı uzun şiirinin giriş bölümünde şöyle der :
''Yerlerimiz,hep
yeni yollarımızın başları;
yollarımız da,hep,
yeni yerlerimizin sonları ola...''
Rilke değil miydi 'İnsan huzur bilmez,bir gezginden başka bir şey değildir...'' diyen?
Şair 'o rahat yolculuğunuz için...'' diyor ve önerisini sunuyor:...asfaltı yeni atılmış caddeler...
Sahi öyle midir? Şiir üzerinde konuşunca ister istemez öteki şiirler yoluyla konu üzerinde yoğunlaşıyorsunuz.
KAVAFİS ,İthaka'sının finalinde bu olaya şöyle bakıyordu :
''
....
Geçtiğin bunca deneyden sonra öyle bilgeleştin ki,
Artık biliyorsundur ne anlama geldiğini ,İthakaların...''
Kendini yediveren gülü sanan o ot,kendinin ayırdında mıydı acaba sarmaşık gibi oraya buraya sarar sara yol alırken?
Felsefi yönleri -bence- çok ağır basan bir şiirdeydim.
Kutluyorum Değerli ERCAN'ı.
Nicelerine.Erdemle.
Bu şiir ile ilgili 9 tane yorum bulunmakta