Bugün son sinek de soğuktan öldü
Son gül soldu,son yaprak döküldü
Ay bulutların içine gömüldü
Son ahbap da diyar-ı ahirete göçtü
Bir bu heyhula kaldı buracıkta
O da ölümünü bekliyor küçük bir odacıkta
tozlu bir şemsiye durur
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
Devamını Oku
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
ilk iki Kıt'a " yolcu" şiir başlığına uygun. Üçüncü kıt!'a Yeni bir şiir :
Halini soran yok mu bu kimsesize
Sorarlar bir gün bunun hesabını size
Muhtaç bu garip bir çift söze
Basar bağrını küçük bir köze....Beğeniyle okudum. yazara rahmet dilerim.
ilk iki Kıt'a " yolcu" şiir başlığına uygun. Üçüncü kıt!'a Yeni bir şiir :
Halini soran yok mu bu kimsesize
Sorarlar bir gün bunun hesabını size
Muhtaç bu garip bir çift söze
Basar bağrını küçük bir köze....Beğeniyle okudum. yazara rahmet dilerim.
Cemil Meriç ve Arjantinli Borges in çok okumaktan görmelerini yitirdikleri söylenir. Her ikisi de gerçek bir kitap kurdu ve ansiklopedisttir. Cemil Meriç , bir içtamiyyatçıdır . Meriç ilk kitabı Bu Ülke'de süslü mensur denilebilecek bir üslupla münekkitlik yapmıştır. Ancak sonraki kitaplarında şiirselliği de bir kenara bırakıp dağarcığındakileri dökmeye çalışmıştır . Sosyojik ve entelektüel değerlenditmeler yönünden tarzında en sıkı fikri , irfani kitaplardır Bilinen ve eleştiriye değer sanat eseri bırakmamıştır . Şiirleri ise şahsi hobisi olmaktan öteye gitmemiştir . Borges ise birikimini kısa hikayelerde göstermiş ve dünyaca bilinen birkaç önemli hikayeciden birisi olmuştur
Üstadı, rahmet ve minnetle yâd ediyorum.Ruhu şâd mekânı cennet olsun inşallah.
Seçici kurula da teşekkürlerimle.
Küçük olur,küçük suların balığı...
Her bir şey yazar,şairlerin aşığı
Bir yangında kül ettim yari
Gitmedi gitti yüreğimin yanığı....
😀😀
Bin bir acı olur yürekte, yalnızlık acısının veciz bir tarifi yapmış.Allah Rahmet Eylesin Büyük Mütefekkire.
Büyük mütefekkirin şiirlerini okumakta çok güzel, güne düşen güzel şiir, nur içinde yatsın.
Şiir anlık bir duygu sağanağı. Az ve öz, ama çok şey söylemiş rahmetli. Ruhu şad olsun.
BU ŞİİRİN GEVELEDİKLERİ
(SIRADANI SIRADIŞI YAPMA SANATI)
Yolcu
Bugün son sinek de soğuktan öldü
Son gül soldu,son yaprak döküldü
Ay bulutların içine gömüldü
Son ahbap da diyar-ı ahirete göçtü
Bir bu heyhula kaldı buracıkta
O da ölümünü bekliyor küçük bir odacıkta
Bir damla su misali küçük bir kovacıkta
Bir mezardır istediği kdüz bir ovacıkta
Halini soran yok mu bu kimsesize
Sorarlar bir gün bunun hesabını size
Muhtaç bu garip bir çift söze
Basar bağrını küçük bir köze
Cemil Meriç
Bu şiir değil. Dizeler halinde yazılmış düzyazı… Dört dize alt alta uyak yapılmaz. Yapılırsa böyle yeknesak olur. Anlama bakalım, neler fısıldıyor…
Son sineğin öldüğünden kim ne kadar emin olabilir? Odadaki ise, o öldürmüştür. Bir başkasının içeriye girmeyeceği ya da bir yerlere saklanmadığı ne malum! Yer belirtilmemiş. Son gül için de durum aynı. Son ahbabın göçtüğü de inandırıcı değil ya neyse… Bir insanın hatta bir dostun ölümü bunlarla beraber zikredilerek nasıl sıradanlaştırılabilir!
İlk üçünün yok oluş nedeni havanın iyice soğumasına bağlıysa ve asıl maksat, karın kışın iyiden iyiye bastırmış olduğunu anlatmaksa, dostun ölümünün mevsim değişikliğiyle ne alakası var. Eceli gelmiştir mübareğin.
Burada anlatılmak istenen birer birer yok oluşsa, şair kendisini de sıraya koymuş demektir. Heyhuladan kasıt zâtıâlileriyse, ziyadesiyle abartmışlar. Odacık ve heyhula cüssesi… Biraz zor sığar oraya o! Bir kova su ve damlacık olayı… Bunların oranı da inadına çok fazla… Burada bir tezat var.
Bir kova suyun ne olduğu tartışılır, anlamı malum olsa da o zamanki şartlarda… Bir damlacıkla, yaratılışa değiniliyorsa mesele yok.
Bağrına taş basmak var, bağrını köze basmak yok, bildiğim kadarıyla. Eğer közlenmesi gerekiyorsa neden küçük bir közle közlensin ki? Eli değmişken mangal falan… Yakışır!
***
BİR KIŞ GECESİNİNİN SON SİGARASI
On yedi yaşından beri sigara içen, hastalığı nedeniyle bırakmak zorunda kalan, istemeye istemeye ayrıldığı bu dostuna, ikinci hanımının sigara kullanmakta oluşu nedeniyle ayrılığına daha fazla dayanamayarak tekrar kavuşan şair, o kış kıyamette, ay karanlık, gece yarısı, kıyıp da yakamadığı, hiç kalmayacağı, sabaha kadar başka bulamayacağı düşüncesiyle acaba kutuda kalan tek sigarasından nasıl ayrılacağından, sonunun nasıl olacağından mı söz etmeye çalıştı?
Sigara gerçekten tam bir heyhula… Tiryakisi için hem korkunç hem büyük ihtiyaç… Hem de öldürücü!.. Yakılışı ve içimi, ölümü, yok oluşları çağrıştırıyor. Sinek gibi gül gibi ay gibi… Her şey bir yerde bitiyor, yok olup gidiyor.
Küçük bir odacık, sigara kutusu olabilir. O zamanlar kartondu. İkisinin de aslı bitki… Kovadaki su ve damla misali… Onca insan arasında bir insan, değil kovada damlacık, denizde damla… O kadar önemsizleşiveriyor işte o mantıkla çoklukta… Küçük ve düz bir ovacık, küllük olabilir diye düşünülebilir. Onun mezarı orasıdır, oraya gömülür. Diğer gömülenlerin yanına…
O masum, o minicik, dost görünümlü helhulanın da halini hatırını sormak, içene düşer. Öncekiler gibi ifadesini alması gerekir. Zararlıdır mararlıdır ama neticede o da bir nimettir. Ondan da sorgulanılanılacak… Birkaç söz de onun için denmeli, şaire yakışır. Mahrum kalmamalı zavallı o geceki son dost, sırdaş, dert ortağı, tesellici… Hatta ona da bir şiir yazılmalı. Olamaz mı yani?
Her sigara gibi o da sonunda, söndürülürken bağrını küçük bir köze basar. Bu, onun sonudur, onunla olmak da içenin…
Küçük, önemsiz, masum görünür, madde halinde düşünüldüğünde ama ihtiyaç duyulup aranmaya başlandığında, görünmeyen cüssesinin olanca heybetiyle ortaya çıkıp, karşıya dikiliverir!.. En olmayacak zamanda, özellikle geceleri, paketler dibine indiğinde, hele zulada da kalmamışsa, tiryakisini adamakıllı arandırır! Kıvrandırır da kıvrandırır!
***
Yazmak istenince, sözcüklere kulak verilince, neler neler çağrıştırır onlar! Benim yazmam için ille de ille isabet ettirmem gerekmez ki! Düşünce çıkrığıma tek hareket kâfi… Sonrası kolay… İşte kuyu, kova, kuyu suyu… A/dam, dam/la…
Şıngır mıngır, şıngır mıngır… Doldur doldur boşalt!
Bir tekerleme anımsattı Kova, kuyu, kuyu suyu…
Her güzelin var bir huyu
Nane suyu kekik suyu
Benim huyum da bu! İşime gelirse aynen, işime gelmezse işime geldiği gibi… Umarım şiirden tat alamayanlar, yazdıklarımı beğenirler.
Sevgiler…
Onur BİLGE
Bu şiir gerçekten Cemil Meriçe mi ait?
Eğer onun ise kaç yaş şiiri?
Kaç yaş olursa olsun . Üstad iyi ki sanat yapmaya yeltenmemiş.
O iyi ki eleştirmen, kültür ve irfan yazıları yazan bir insan olarak kalmış..Yoksa bu çocuk okumaz Kardeşim
:)
Bu şiir ile ilgili 20 tane yorum bulunmakta