Bir babanın yavrusuna
Yürümeyi öğretmesi gibiydi
Sensizliğin bana dik durmayı öğretmesi
Sözlerin, sancılı düşlerime ağrı kesiciydi
Düşlerimi hiç bilmedin
Git demedin ama
Gitme de diyemedin…
Tecritte yatan hasta olmuştu
Adına intizar duygularım
Bir bir uzaklaştı tüm dünya etrafımdan
Bulaşıcı hastalık gibiydi senli hislerim
Gözlerimde ölümcül mor halkalar
Korkunçtu yokluğuna açılan tüm kapılar
Binbir gece masallarının
En masumunu anlattım kendime
Bu sevdaya hep güzel sonlar yazdım
Kendimi düş bozuğu gecelere adadım
Hep sordum aynadaki siluete
Bu sevda neden düştü kalbime
Düştü de neden yaşanmadı
Gönül ferahlığınca
Yavandı hep karın tokluğum
Mutluluğa seyirci kaldım
Git deseydin belki gidemezdim
Ama hiç olmazsa boğardım kendimi
Sonucu bilinmez paradigmalarla
Halihazırda küçük valizimle
Anlamsızdı tüm ayak sürümelerim
Sonu sensizlikti tüm yolların
Bir bebeği koklar gibi
Üstünde nazardı bakışlarım
Ağlayışlarım, yakarışlarım
Gidemeyişimdendi…
Kal dedin, kaldım
Tüm kalışlar hiç kaldı yanında
Soğuk, kimsesiz ve ıssız
Kapı aralığı sıcaklığa muhtaç kaldım
Yokluğuna seyirci…
Yordu zaman, yordu düşler
Zaman yoğurdu acımasızca
Dişli çarklarında bizi
Ey sevda artık azat et beni
Puslu bakışlarımı firar et
Beni kendime sürgün et
Git demezsin biliyorum
Ama artık
Yol ver ben gideyim…
Esra Algan
Kayıt Tarihi : 9.1.2021 14:06:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!