Yolculuk var ebede, yollar; ince, uzun, dar!
Güzergâhta bin tuzak ve binlerce kuyular.
Kimi sulu kimi kör, kimi hami Yusuf’a,
Birçoğunun içecek, acı tatlı suyu var.
Kimisinin dibine, efsunları saklarlar,
Çarpsın diye(!) nebiyi, aylar boyu beklerler.
Hak Cibril’i gönderip, faş edince oyunu;
Ehl-i küfür Dalal’e, birde vebal eklerler.
Bir kuyunun başında, yetmiş şehid verilir!
Ne intikam alınır, ne de hesap sorulur.
O, kuyunun suyundan, çoktur akan gözyaşı!
Günler boyu kunutla, bedduaya durulur.
Sıla yolu düz değil, her tarafta vartalar!
Binler susuz kuyular, koşmaları erteler.
Altmış, yetmiş arşını, aşar bazı çukurlar,
Hikmet bilmez yolcular, arar onda kerteler(!)
Her sırat-ı vuslatın, yarısında dikdörtgen,
Kesmiş yolu bit tamam, Geçit vermez şu etken.
Berzah yolu sadece, bu kuyudan geçiyor!
Lağvedemez bu şeyi, yeryüzünde tek etken.
İman uruc ettirir, semalara her kulu!
Kuyularda bırakmaz, hak sevdiği bir kulu.
Dipsiz çukur dalalet, çıkar nar-i cahime,
Kim korkarsa sükûttan, tercih etsin makul’ü!
Cihat ŞAHİN
17.07.2010-İZMİR
Kayıt Tarihi : 17.7.2010 16:15:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Kuyularda bırakmaz, hak sevdiği bir kulu.
Dipsiz çukur dalalet, çıkar nar-i cahime,
Kim korkarsa sükûttan, tercih etsin makul’ü!
yüreğinize sağlık dolu dolu yürekten kutlarım muhabbetle tam puan
Yar diyen yar yolunda yürür
TÜM YORUMLAR (1)