Yol(cu) luk Şiiri - Oğuzkan Bölükbaşı

Oğuzkan Bölükbaşı
847

ŞİİR


20

TAKİPÇİ

Yol(cu) luk

Yollarda bitmeyen yolculuklar iz yapmış
Kimi yerde konaklamış insanlar, kimi yerde ağaç diplerine yaslanmış
Kimi yerde bir avuç suyla ıslanmış
Senin kopardığın çiçeğin kökleri yeniden uzamış, dallar tomurcuklanmış
Çingenelerin yolculuğu bizimki
Mavi gök altında
Yeşil çimenler üzerinde
Bir farkımız özgürlüğümüz

Benzin almak için durduğumuz istasyonlarda, sıkılmış bir adamdan su satın alıyorum
Adam dağ başında yalnız
Yolcuları çok kalabalık zannediyor
Halbuki arabada farklı yönlere bakan dört kişiyiz
Uzak yönlere
Yalnızlık öyle sinmiş ki otobüsten inenlere
Biz gene iyiyiz

Ulaştığımız menzilde üç kişi karşılıyor bizi
Aynı yerde elli yıldır oturan
Dostluk ve arkadaşlık merakları
Bir de yeni öyküler, yeni insanlardan
Kasabanın ışıkları bir resimde pırıl, pırıl
Kasaba aynı, elli yıldır
İyi insanların öyküleridir anlatılanlar
Bilir misiniz iyi insanlar nasıldır
Kimine göre sıkıcıdır
Kimine göre sıcacıktır
İyi insan olsalar da dedikodu kazanında kaynatırlar mahalleliyi
Bir kurşunda öldürürler, ölümüne sevdikleri sevgiliyi

Zengin adamın sesi güzel, türküleri yanık
Zenginlikler bile efkarlı, ışıklar boşuna yanıyor
Hiçbir lamba içerlerini aydınlatmıyor
Yola çıkmadan beklemek üzerine,
Hasret üzerine,
Şarkılar söylüyorlar

Sen deyince yaşamak anlıyorum
Yaşamak deyince her sabah uyanmak
Şarkılar o yüzden ışıklı olmalı
Ve umutlu doğrudan doğruya

Aksi takdirde yorgun kalabalıklarına ne anlatabilirim içimde yaşayan hayatın
Mahmurluğu unutmuş insanlardan olduk hepimiz
Uykusuzluklarla zenginiz, dolunay küçülünceye kadar gözümü kırpmadım
Kim olduğunu hatırlayamadım dolgun, beyaz bacaklı Sabahat’ın
Yolculuklar, yolculuklar
Kimimizi gönüllere uğurlar
Kimimizi unuturlar yol yarılanmadan daha
Yol her gün yeni bir sabaha
Çıkmak içindir

İnek gibi yaşamayı aklıma getirdim
Geviş getirerek
Üremek amaçlı sevişerek
Niye ki bu hiddet sanki yaşamın delik deşik duvarlarından
Son ölen kimdi bilen yok, son doğan kimin çocuğuydu
Kaç kişinin adı kaldı bombalarla parçalanan
İnek benden mutlu belki
Belki boğanın amacı hep aynı

Göçebe hayvanlardan da olmamak lazım
Leylek gibi…

Aynı yerde kalan
Öküz gibi yaşayan bir hayvan
Görüyorum ki etrafımda, her gün yollarda benden daha mutlu

Zengin adamın türküleri bir ormanı yaktı sabaha kadar

Öküzler ahırlarında horluyorlardı
İnekler boğaların altından yeni kalkmış
Sular kaynıyordu

Hepsi yollara dökülecek şimdi
Kim öğretti bunlara otomobil sürmeyi, konuşmayı
Her ne kadar sesleri böğürtü şeklinde de olsa
Ağızlarından osurmayı
Ve ortalığı kokutmayı beceriyorlar

Zengin adamın zengin gönlüydü anlattığım
Öküzlere yem oluyor

Bakışları zengin insanlar var mı onları arıyorum bu yolculukta
Bu yolculukta o yüzden uykusuzum
Susuzum
Yorgunum

Boğa gibi yaşamayı aklıma getirdim
Geviş getirerek
Üremek amaçlı sevişerek
Doymak amaçlı tüketerek

Derdim kırmızı değil…

Oğuzkan Bölükbaşı
Kayıt Tarihi : 12.7.2006 12:57:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


bu şiir, trafikte, yollarda, insanlarla ortak yaşamaya çalışan yaratıkları sizlere anımsatmak için yazıldı. dün gazetede okuduğum, bir aileyi taciz ederek, önüne geçen, sonra arabadan çıkıp ailenin kadınını hırpalayan, yaratıklara tepki için yazıldı, bizleri sindiren, görgüsüz şehir eşkiyalarını teşhir için yazıldı.

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Hasan Büyükkara
    Hasan Büyükkara

    Sevgili Rahim Taş'ın şiirlerarası yolculuk kavramı anlatabilir sanırım şimdi söylemek istediklerimi

    Bu yazısında Rahim bey şiirlerin arasındaki seyahatın sindire sindire yapılmasını öngörüyordu mealen..
    sakin sakin okunmalı şiir diyordu

    Dizelerarası yolculukta öyle olmalı..nasıl olmalı? Onu da anlatayım
    Eskiden Üsküdarda kahvehaneler vardı..tabureli

    Çay konik bir kapakla kapatılmış bir tepside taşınırdı bu kahvelerde.
    Ayrıca çay bardaklarını kapatan kapaklar, kaşıklar ve şekerlikte piriçten olurdu..

    İşte burada, kahvehaneye gelen her insan selam verdikten sonra, oturanlar gelene teker teker merhaba derdi.Ve tek tek gülümseyen çelebi bir çehreyle herkese hatır sorulurdu

    Bir şiire selam verilerek girdikten sonra her dizeyle ve her dizenin çehresine, gözlerinin içine bakarak selamlaşmak, merhabalaşmak gerekir diye düşünüyorum..

    isterseniz birlikte merhabalaşalım bir kaç dizeyle burada..

    Mahmurluğu unutmuş insanlardan olduk hepimiz
    .......
    İyi insanların öyküleridir anlatılanlar
    ...
    Hiçbir lamba içerlerini aydınlatmıyor
    ...

    Halbuki arabada farklı yönlere bakan dört kişiyiz
    Uzak yönlere

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Oğuzkan Bölükbaşı