-Sevinç Çokum Hanımefendi’nin şahsında, 70’li kışlarda öğrenci yolu gözleyen Ana ve Baba’lara ithafen…-
Gök puslu, gök dumanlı;
Yollar taşlı, dikenli...
Güneş, dağlar ardında.
Yıldızlar, Ay derdinde;
Gün, akşama yürürken;
Beyler, sefa sürerken...
Haydi oğul dön gayrı,
Kalmayalım hiç ayrı.
Gel oğul, gel, nerdesin?
Hangi uzak yerdesin?
Avutmuyor masallar.
Semah döner çakallar,
Feryat-figan semada,
Akbabalar sahrada.
Suya indi ceylanlar,
Sele döndü al kanlar;
Boğulursun, çabuk dön!
Haydut dolu dört bir yan.
Gördüklerim hayal mi,
Vakti gelmiş bedel mi?
Kan sızıyor namludan,
Can çıkıyor avludan.
Vurmasınlar oğlumu,
Mektep önü, pusu mu?
Göçmen kuşlar gidiyor,
Karakış, el ediyor.
Ondörtlüler patlıyor,
Sema, bize ağlıyor.
Hastaneler ürkütür,
Karakollar korkutur.
Ayaz sarmış her yeri.
Morg odası zemheri,
Girme sakın; üşürsün.
Gel! umutlar yeşersin.
Vardiyalar karanlık.
Ölümle son yarenlik,
Mekteplerde vurulma.
Duraklarda yorulma
Gel, dolmadı mı mühlet?
Cana yetti bu hasret,
Yol gözledim kaç gece.
Söylediğim tek hece:
GEL!
Kayıt Tarihi : 14.11.2008 11:38:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!