Vazifeyi ihmale sürükleyen merhamet, memlekete ihanettir.
Mustafa Kemal Atatürk
Yolumu açan sözdü.
İçimizde bize düşmanlık edenlerin kimler olduğunu üniversitesi de okuduğum yıllarda çok net bir şekilde öğrendim.
O kaleyi içten yıkmak için aldığım eğitim ve öğretime uygun alan ekonomi ve finans olduğu için en büyük belada yasal tefecilik bankacılık olduğu için iç düşmanlığın bir holdingin amiral gemisi sayılan bankasında çalışmaya başladım.
Bu sır vazife ihmal ve merhamet kaldırmayacak boyutta zor bir görevdi.
Hem bilgi topluyor onları tamamen bitirecek kadar güçlü bir şekilde karşılarına çıkacak donanımı ediniyordum.
Onca ihaneti gözleri ve kulakları ile duydukları halde yaklaşık iki yüz bin bankacı vardı ve benden başka kimse bu ihanete çıkara satılarak itiraz etmiyor kuzu kuzu hizmet ediyor yurdun ve ulusun soyulmasına sözde ekmek parası adı altında bu sömürünün ortağı oluyorlardı.
Aynı zamanda iki yüz bin bankacının çoğu asgari ücretin biraz üzerinde bir paraya bu sömürüye bu konuda bir bilgisi olmadığı ve bir işim olsun diye hizmet ediyordu.
Sadece çalıştığım bankayı değil sektörü özelleştirme talanı başlamadan 2000'li yıllar da değişim adı altında 28 Şubat süreci ile başlayacağını sermaye biliyor ve ona uygun bir alt yapı hazırlığı yaptılar.
Daha bu iktidar iktidara gelmeden ekonimide çok önemli değişiklikler olacak diye bir holding bankası 2000 yılında yazılar göndererek kendilerini ele veriyorlardı.
Aynı zamanda ekmeğimi emeğim karşılığında kazandığım için çok çalışkan olmam ve bunlara karşı en ufak bir açık vermiyordum. Başarılı bir bankacı olarak biliniyorum bu sektörde. Bölge müdürüm Türk Bankacılığının Messi'si diye tarif ediyordu beni.
Messi olmam tefeci bankacılık adına değildi.
Bunu bir yaratan bir de ben biliyordum.
Bu düzeni nasıl çökertmem gerektiğini.
Son yıllarda benim artık kim olduğumu anladılar ve bana mobbing uygulayarak benden kurtulmak istediler.
Daha fazla hata yapıyor bana belgeli kozlar veriyorlardı.
Haklı taleplerim ile tuzaktan tuzağa düşürüyor adeta karşımda çaresizliği oynatıyordum.
Benimle ilk bilek güreşi yapmaya kalkan bir bölge müdürü bana senin amacın ne diye sordu?
Evime ekmek götürmek dedim.
Onlar yerlerini alacağımdan korkuyorlardı.
Banka soygundan gelen büyük kazanç ile büyüklenmekten beni anlayacak durumda değildi.
İç kültürü bozulmuş karmaşa bir kültürü yaşatan genel müdür yapılmıştı.
Batan pamukbank'tan geleni genel müdür yapan bir banka o bankayı banka yapanlara adeta ihanet etmişti.
Yeni gelenler bu bankanın kültürü ile yetişenlere ceo sopası ile adeta zulüm uyguluyordu.
Devleti yönetenler dahil adalet sorumlu kurumlar medya herkes çalışanlara ve müşterilere Crm adlı sistemler ile yapılan zulmü seyrediyordu.
Gazetelerinde haberler yaptırdım, sorumlu tüm kurumlara yazılar yazarak bu zulme dur dedim mobbing uygulandığı yıllar da bir avukattan destek istedim o da büyük ihtimalle sattı bunu.
Sonuçta kazanacak olanı kaybedecek olanı yaşananlar olgunlaştırdı.
Kamulaştırma kararı ile karşılıksız para yasal tefecilik balonu patlayacak.
Askerde istihbaratçı bir askerdim. Terör örgütüne büyük hasarlar verdik o çabanın içinde vardım.
Finans terörünün sonunu getirmek için de bir Türk askeri gerekiyordu.
Bu görev layıkıyla bir ömür harcanarak yerine getirildi.
Sadece Türk ulusu değil bütün dünyada kapitalizmin yıkımını ilk başlatan Türk oldum.
2015 yılında yazdığım gerçekleri bugün batı çetesinin medyası ve şarlatan ekonomistleri itiraf eder gibi şimdi yazıyor gibi yapıyorlar.
Artık bu mücadele bir fısıltı olmaktan çıktı.
Alemde şer bizde er bitmez derdi Oğuz Kağan.
Şerri bitirip Türk Birliğini kurarak o büyük hayali gerçek kılacağız.
Önder Karaçay
Kayıt Tarihi : 23.7.2024 10:04:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!