Kaybolmaz bu derdim gözlerimi yumarak
Ruhumun içinde kurulmuş biliyorum
Ruhumda gezenin rahmetini umarak
Ben beni bekleyen sürgüne gidiyorum
Fermanı ezelden verilen bu sürgünün
Sesi yetmiş perdeden ardıma geliyor
Taşlarla dizilmiş yolundaki örgünün
Sanki her kıvrımı haydi bana gel diyor
Sofralar kuşatmış bekleyen yollarımı
Ahbabım dizilmiş gözleriyle kal diyor
Vuslatı umarak açınca kollarımı
Hepsi yolu gösterip bana elveda diyor
Yürüyorum yoluma bir isim koymadan
Her adım ardıma bir yaşımı ekiyor
Bulduğum ahbabın sohbetine doymadan
Boynumu menzilden bir zincir çekiyor
Sesler duyuyorum duvarlar arkasından
Sanki her adımda biri beni izliyor
Gölgeler geçiyor yolumun ortasından
Ben merak ettikçe o kendini gizliyor
Bu yolun sırrını çözemiyor hiç kimse
Hepsi de çaresiz nihayeti bekliyor
Sırtımı sıvazlayıp gönderen her kimse
Bu yolun sonunda yine beni bekliyor
Ne yolumu gözleyen bir han var bu yolda
Ne gözüm üstünde bir durağı seçiyor
Yolumun üstüne çizilmiş iki kolda
Adımlar yarışıp birbirini geçiyor
Bir saatin mili var adımların sesinde
Dakikalar eriyor ben yine yürüyorum
Adımlarım gezerken taşların ensesinde
Başucumda bekleyen son taşı görüyorum
Üstünde gezdiğim toprağın sinesine
Bilmiyorum nedense bir çukur kazılmış
Yolumu gözleyen son taşın çehresine
Çalımlı harflerle Ali Tahir yazılmış
Tahir'in boynuna geçirdiler urganı
Ahbabı toprağa şimdi veda ekiyor
Ona gökyüzünü perdeleyen yorganı
Başının üstüne en sevdiği çekiyor
Muhammet Halit SEMİZ/Ali Tâhir Muhâli
Muhammet Halit SemizKayıt Tarihi : 16.9.2021 08:59:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!