Lan para yok pul yok
Ne yaparsın…
Yürü…yürü..
Balattaydık..okulumuz Sirkeci Ebuussut Caddesinde…
Halk otobüsleri vardı…
Duraklar kalabalık mı kalabalıktı..
Ne imrenirdim piç Arap’a…Bukuş’a..
57 pluymut damacan taksilerin kuyruklarına koltukta oturur gibi takılır
Şöförün uyarısına rağmen kaşla göz arasında vınlar ve kurulurdu yeniden….
Kaşla göz arasında finiş… yok olurlardı yok…yakala yakalayabilirsen…
Bizde hanım evladı değildik ama..
Biz öyle yırtık don değildik daha…
Bekle alllah bekle..
Halk otobüsüne salkım saçak tutunabilirsek..
Ha şimdi gelene diye diye …2-3 araba kaçırırdık..
Tabii birde salkım saçak takıldımmıydı
Kaçak gitmenin avantasınıda keşfetmiştim…
50 krş verirlerdi zaten..
20 krş gidiş-20 krş geliş…
Simit bile 15 kurştu…simit bile alamazdım yani
İlk böyle başladık..
Hava soğuk yerde 15-20 cm kar…
Yanımdada kızkardeşim
binemedik bir türlü kardeşim
yinede okula gideceğiz…
Balattan-Sirkeciye ağlana sızlaya yürüdük…
kardeşim tabi hemde kız çoçuğu olunca daha etkilendi…
ayakkabılarımızın su alması-üşümemiz mi..yanaklarımız kan kırmızısı…
ayakkabı bağcıklarımız bile buz tutmuştu…
tabi birde öğretmenlerimizden fırça..
kardeşimin öğretmeni Zehra Hocadan da ne çekmiştim yahu..
ödevini yapmamışsa dersden bile çağırır..bir güzel fırça
kulaklarımı çekerdi birde,nasihatları arasınde tırnaklarıyla kulak memelerimi delerdi adeta..
sınıfa girince hep ağlardım..
ne gezer kalorifer..
Hatice Teyze kova kova kömür taşırdı
Sobaya yaklaşır ısınırdık..
Aliye Yenilmez hocamız dı..şeker gibiydi
Cevat ve ben çoğunlukla
Teneffüslerde hacivatla-karagöz oynardık…
O Hacivat ben karagöz…
Ayla-Sırma-Tülin..Virjin..Selma
Süleyman-Ahmet-Mehmet-Yılmaz-Ayhan-Cevat
Ablam,ağabeylerim hep bu okulda okumuşlar...
İbrahim Müteferrika İlk Okulu…
Müberra hanım,Şükran Karlıova-Aliye Yenilmez..
Müdürümüzü hiç mi hiç sevemedim..sevemedim..
Kocabaş Avniydi
Şehir lokantasında öğle yemeği verirlerdi..
Adı üstünde fakir ve çalışkan….her sınıftan birer kişi…
Ben abonesiydim…sonra birde hocapaşa hamamında oturup çalışan
Konyalı
Ahmet-Mehmet Bakanlar eklenmişti…
O zamanlarda da gerici ve yobazdı babam…
Namazında niyazındaydı ama…gerici-yobazdı vesselam….
Bir vakit olduki babamın safsatalarını dilleldirir olmuştum
Bir on kasım günüydü…Arkadaşım Yılmazla dertleşirken safsataları anlatmıştım…
Vay be…derhal yetiştirdi demek hocamıza…
Bir fasıl Aliye Hocadan
Bir fasıl da kocabaş Avniden…Atatürk ve Cumhuriyet resitali
Ama derhal kesmişlerdi öğle yemeğimi
15 gün mü,bir ay mı sürdü cezalı oluşum…
Çoçukluk işte öğle yemeği niyetine ağzımı dayar kana kana doldururdum…işkembeyi …
Bahçede oynarken bile
Kocabaş Avninin neredeyse bakışlarının gözetiminde bulurdum kendimi…
Hele O çok sevdiğim Aliye Hocam..
İstanbul Erkek Lisesi sınavlarına giriş müracatımı yapmamıştı bu yüzden….
Ama yinede Ayhan Memik az yemek ısmarlamamıştı bana…
Heydi geçmiş zaman..hey gidi yaşanılan çoçukluk….
Kayıt Tarihi : 24.9.2016 01:13:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!