(Kurtuluş savaşının gizli kahramanlarından
Kastamonu Seydiler köyünden Şerife Bacı’ya ithaf)
Şanlı zafer mihenk taşın Sakarya
Çelik yürek Kocatepe’ye çıkar ya
Mavi gözler şimşek olup çakar ya
…Yoktan var edilen bu zafer bizim.
Sathı yok, hattı müdafaa diyordu
Ya istiklâl, ya da ölmek diyordu
Türkün makûs talihini siliyordu
…Yoktan var edilen bu zafer bizim.
Araç gereci az farklıydı durum
Savaş gücü aramızda uçurum
Hedefi Akdeniz kesindi yorum
…Yoktan var edilen bu zafer bizim.
Ölmeye ant içmiş bir avuç nefer
Ya bitecek ya bitecek bu sefer
Dünyada eşi yok böyle bir zafer
…Yoktan var edilen bu zafer bizim.
Bir büyük efsane Şerife Bacı
Sadakat ve iman onun kırbacı
Hangi gafil yıkacak bu inancı
…Yoktan var edilen bu zafer bizim.
Kağnı ıslanınca fazla gıcılar
Cephane taşıyor anne bacılar
Çekilmeye değdi bütün acılar
…Yoktan var edilen bu zafer bizim.
Küçük bebesiyle yollara düşmüş
Kim bilir kaç saat nasıl üşümüş
Kışla yakınında donarak ölmüş
…Yoktan var edilen bu zafer bizim.
Görülmemiş kahramanlık timsali
Dünyada var mıdır bunun emsali
Tarihin boynunda bütün vebali
…Yoktan var edilen bu zafer bizim.
Hain çapulcunun beli büküldü
Vatanın bağrından hepsi söküldü
Egeden denize bir bir döküldü
…Yoktan var edilen bu zafer bizim.
Tarih kayıt düştü Türkler yenilmez
Yan gözle bakılmaz karşı gelinmez
Doğuştan özgürler bir şey denilmez
…Yoktan var edilen bu zafer bizim.
Çukurova/2012
Ozan Nuri CeyhanKayıt Tarihi : 28.10.2012 16:31:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Şerife Bacının hazin hikâyesi şöyle; 1921-Aralık ayında İnebolu’ya gelen cephanelerin Kastamonu kışlasına intikalleri kağnı ile yapılmaktadır.Köyde sadece yaşlılar ve yaralılar vardır. Bu sene kış erken gelmiş, karla birlikte dondurucu bir ayaz başlamıştır. Cephaneyi taşıma işi genç kadınlara düşmektedir. Şerife Bacı, emzikli bebesi ile yollara düşmüş. Rivayet o ki; kızını çullara sarmış sarmalamış, hatta ıslanmasın diye kazağını top mermilerinin üzerine örtmüş. Kışlanın yakınına kadar gelebilmiş, Askerler donmuş vaziyette buluyorlar. Bu arada örtünün altından küçücük bir kız çocuğun ağlaması duyuluyor.Diğer bir riayette, Şerife bacının, bebesi donmasın diye üzerine kapandığı ve bu şekilde kendi vücut ısısı ile donuncaya kadar onu koruduğu sanılıyor. Kağnı taşıyan hayvanlar aç ve yorgun olduğu için,askerler kendi çabaları ile cephaneyi kışlaya taşıyorlar. Köylülere haber salınıyor. Köylüler alaca önlüğü ve başındaki örtüsünden teşhis ediyor, kahraman anneyi ve bebeği alıp götürüyor. İnebolu sahilinde bir park içinde,Şerife Bacı anıtı bulunmaktadır. Bu uğurda can veren askerlerimizin ve Şerife Bacıların ruhu şad olsun…. Nuri Ceyhan Altuğ
Başta Şerife bacı olmak üzere, istiklal mücadelesinin hakiki mimarlarına Allah c.c.dan rahmetler niyaz ediyorum.
Kaleminiz kaim, ilhamınız daim olsun.
100+heybem.
Dua ile.
Çıkmış adam gerine şişine diyor ki, 'BENİM VATANIM DA YOK, MİLLİYETİM DE...' Şimdi 'aklın başında mı senin' desen, kızar, küplere biner, sonra döner sana.. 'DİNSİZ, İMANSIZ SENİ!' diye bir de suçlar....!
Kardeşim.. 'Duvar koğundan mı çıktın?' Seni var eden anan, baban, deden, büyükannen, soyun, sopun yok mu? 'YOK DESEN, YOK MU OLACAK?'
A be insanoğlu... Sen 'UZAYDAN MI İNDİN DÜNYAYA, BİR VATANIN, ÜZERİNE ARZ-I ENDAM EYLEDİĞİN BİR TOPRAK PARÇASI YOK MU? desen, 'YOK' diyecek... Varken nasıl yok?
Kafası karışık ki deme gitsin... Cenab-ı Allah (cc) sanki bilmiyor, o yaratmadı sanki... 'Vatan denilen, yurt denilen' yerler için biz uydurduk.. Öyle soy, sop, kavim falan da yok.. Onu da biz uydurduk, 'haşa...'
Durum bu olunca umurunda mı vatan? Bölünürse bölünsün diyor.. Umurunda mı millet, o da bölünsün... Nasılsa 'aidiyet şuuru' yok... Olmayınca direnç yok... Düşman gelsin, dilediği yere sahip olsun.. Satılırsa satılsın.. Sırtında alıp da gidiyor mu, yoo..........?
İşte ben de diyorum ki... 'Yavv ne kadar ikiyüzlüsünüz siz!
Madem toprak, maden, liman, ev, orman, banka, Telekom, Petkim sırta alınıp da Yunanistan'a, İngiltere'ye, Almanya'ya, Amerika'ya gitmiyor... Filistin toprakları da bir yere gitmedi ya!! Orda duruyor! Ne var da ikide bir kahrolsun İsrail, kahrolsun siyonizm, Filistin toprakları Filistinlilerindir diye bas bas bağırıyorsunuz!? O telin mitiglerini niye yapıyorsunuz!? Sen kendi vatanın, toprakların, satılanların için kılını dahi kıpırdatma, kalk Filistin için 'MAVİ MARMARA' gösterişi yap! Ağıt yak! Ağla, tepin!
Hani sen vatansızdın? Hani millete, milliyete inanmazdın!?
Ya.....Bu ne lahana turşusudur, bu ne perhizdir!'
Ustam, Ozan'ım... Biz bunları yazmayalım.. Konuşmayalım.. Aman ha... Oturalım onlarla Filistin, Somali, Kenya, anya, Konya muhabbeti yapalım!
O zaman, makbul ve muhterem insanlar oluruz! 'Muhterem Kardeşim' diye başlarlar sırtımızı sıvazlamaya!
Öyle ya, biz Türkiye'yi 'UCUZ BULDUK SATIN ALDIK...' Ne Kurtuluş Savaşı oldu, ne Çanakkale! Ne şehit verdik, ne Gazi olduk! Bunlar yalan.. Bunlar desise... Bunlar, 'MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'ÜN UYDURMALARI!'
Hadi! Hadi ordan 'YOBAZ!
Eline, diline sağlık Nuri Abim... Öperim o eli....... Saygıyla, muhabbetle.......
Ne karar verirsen,destursuz izin,
Kim yan bakıyorsa,sıraya dizin,
…Yoktan var edilen,bu zafer bizim.
Öğüt verici, vatanımıza sahip çıkılması adına harika bir şiir.Yüreğinize ve güçlü kaleminize sağlık. Sevgiyle...
TÜM YORUMLAR (6)