Cellat tutsağı gecelerde
Dudaklarımla ıslatırım ismini,
Her ateşte alev alır senli anılarım,
Dinmez acılar..
Zemherilerde yanışım,
Ağulara sen diye kanışım,
Yokluğundandır..
Aynalarda belirginleşir yüzün,
Düşlerde can çekişir hüznüm..
Oysa; Sen varken,
Hüzün yakışır mıydı gülüşlerime,?
Sen varken,
Ayazlar dolarmıydı yüeğime?
Karlar yağar mıydı volkan alevi bedenime?
Yoksun..
Her gecenin sabahında arıyorum seni,
Kıyılarıma vuran her dalgada,dinliyorum sesini..
Aldırma sen,
Karanlıktan hala korktuğuma,
Geceleri odamın ışığını neden yakamadığıma
Gündoğumu sancılarında,
Hala sana ağlayan uykusuzluğuma...
Yoksun işte,
Ötesi yok.
Gece sabaha dönüyor,
Kayboluyorum
Hem sende,hemde kendimde..
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Şiirinizi
beğeni ile okudum
çok güzel etkileyiçi bir okadarda manidar bir şiir okudum yüreğine sağlık
Öyle hüzün verir ki bana, yokluğa yazılan şiirler. Bir keresinde ben de bir şiir dostumun yazdığı aynı konulu şiirin etkisinde kalarak yazmıştım aşağıdaki dizeleri. O kadar inandırıcı olmuş ki.... Vah vah... tüh tühh... Yorumları gelmeye başladı şiire.Evet... Yokluk kütü bir şey elbet. Hele de bu sevilen olursa...
YOKLUĞUN
Yokluğun, cehennemin öteki adı
Duygularım darağacında
Yüreğimde onulmaz sancı
Batık bir gemiyim şimdi
Palamarları parçalanmış
Kutsal yolcusu Yunus gideli
Kendini akıntıya bırakmış
Fırtınalı gecelerin uğultusunda
Niobe’ nin çığlıklarına karışır sesim
Bir yanardağ lavı gözyaşlarımı
O’nun kuruyan göz pınarlarına verdim
Ses vermez artık sesli hecelerim
Ben çaresiz, ben kimsesiz
Ben sessiz ve ben sensiz
Ben sana mahkûm ve müebbedim…
Naime Özeren
öylesine madidarki tebrikler
bu güzel şiir sevgi ile duyguyu gönül teknesinde iyice yoğurmuş sıcak ekmek olacak bir hamur olmuş kutluyorum
Sevgiden ve güzel duygulardan yana
kaleminiz ve o güzel duyarlı yüreğiniz
hiç incinmesin böyle güzel eserleri
bizlere sunduğun için doyulmaz bir paylaşım
yürekten alkışlıyorum sen sevgili kardeşimi
kutlarım başarılarınızın devamını dilerim
Yoksun işte,
Ötesi yok.
Gece sabaha dönüyor,
Kayboluyorum
Hem sende,hemde kendimde..
Susmasın ne yüreğiniz ne kaleminiz sevgiler şairime
Sevenin sevdiğini araması, yokluğunda yok olması, hasretin bağrı yakması, gönül sellerinin mısralara akması, kanadı kırık aşkın hüzün sofrası.
Şiirinizi tam puanımla kutlar, selam ve saygılarımı sunarım.
Severek ve keyifle okudum.
Anlamlı ve sımsıcak bir şiir. Hüzün sarmalında açan çiçeklere rağmen keyifle okudum.
(10+Ant.) diyorum.
Sevgiyle, esen ve esinlerle kalınız.
Nafi ÇELİK
Düşlerde can çekişir hüznüm..
Oysa; Sen varken,
Hüzün yakışır mıydı gülüşlerime,?
Sen varken,
Ayazlar dolarmıydı yüeğime?
Karlar yağar mıydı volkan alevi bedenime?
Yoksun..
En güzel duyguların şairce usta kaleme yansımasıydı..
Herşey gönlünüzce olması dileklerimle tebrik ediyorum o güzel şair yüreğinizi, sevgili Ayşe hanım..
Saygı ile.. ve çok çok teşekkürlerimle..
Bu şiir ile ilgili 35 tane yorum bulunmakta