Biz seçmedik yoksul olmayı,miras da kalmadı dedelerimizden.Aslında en büyük zenginliğin gönül ve iyilik zenginliği,en büyük yoksulluğun ise bilgi ve insanlık yoksunluğu olduğunu hep unuturuz.Varlıklı olabiliriz ama mutlu muyuz peki? Bu soru zihnimizi hep meşgul etmeli bence.Bu soruyu şöyle de sorabiliriz; gerçek mutluluğu ve var olmayı aramakta,insani katmanlarda yükselmek için neler yapmalıyız? Çok çeşitli nedenlerden zenginlik ve refah içinde yaşayabiliriz,peki insani donanımlarımız için neler yapıyoruz? Bu hayata neler katıyoruz ve neler bırakacağız? Genç ama yoksul insanlara ne destek veriyoruz? Evsizler için,okuyamayan çocuklarımız için ne projelerimiz var? Bu sorular daha da artırılabilir.
Çevremizde bir anda zengin olmuş insanlar olabilir,piyango zenginleri,kriz fırsatçıları,miras yediler,kocadan veya hanımdan zenginler vs. Bu insanları incelediğimizde acaba kaçının insani yönleriyle ve donanımları ile yeterli olduğunu söyleyebiliriz.Böyle insanların kısa sürede değerlerini ve kendilerini tükettiklerine şahit olmuşuzdur dostlarım.
Peki ne yapmalı? Kendisini her açıdan yetiştirmeye çalışan ve hep kendini aşmaya çalışan, bilgiyle beslenen, duyguyla yoğrulan, düşünce ve felsefeyle zırhlanan insanlar belki maddi olarak güçlü değildir ama kalıcı oldukları kesindir.Hepimiz bu tip insanları ışık gibi görürüz ve danışırız.Diğer bir kitle de üreten ve ürettikçe yücelen sanatçılardır ve bu insanlar bence hep saygıya layıktır bence.
O halde insan olmanın en basit ortaklığı öğrenmedir dersek,öğrenmek ve başarmak için neler yapabiliriz? İlk aşama öğrenme ihtiyacını hissetmek olabilir örneğin.Özellikle gençlerimiz altı basamaklı bir yolla yaşamda daha başarılı olacaklardır diye düşünüyorum.
1.Kendini tanımak
2.Özelliklerini, arzularını ve hedeflerini belirlemek
3.Güdülenmek ve hedefe yoğunlaşmak
ne ayıldım
ne ayılabilirim
ne ayılmak isterim
başım ağır
dizlerim parçalanmış
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta