O şarkı hiç bir vakit duyulmadı hiç bir yerde…
Karanlık, upuzun gecelere eşlik eden;
Bir kıtadan bir kıtaya yorulmazca yürüyen;
Çiçek veren, her mevsimde, her iklimde, her şehirde;
O şarkı değildi…
Her pazar, yaralı bir ceylanmış da, seke seke gitmede;
Yükselerek perdede, her tabut görüşünde;
Taşı kırık bütün o mezarlarda gezinen;
O şarkı değildi…
Genç annenin ninnisi, yetebilir tüm evreni uyutmaya;
Yalnız sakız değildir çocukların ağzında;
Heyhat, tekerlemeler de, maniler de, tezahüratlar da;
O şarkı değildi…
Senyoludur; başa döner, bir kez sona geldi mi…
Senkopludur; aksar durur, ritim dışına kayar…
Susla biter, bekarlıdır, bemollüdür, diyezli…
Var ise o şarkı…
Neyde güzel çıkar amma, fagotta pesdir…
Bir raksa çok güzel malzeme olabilir…
Onu en çok gezgin ozanlar bilir…
Var ise o şarkı…
Yuvasından düşmüş kuşun, gökyüzüne söylediği…
Irmağın o kayayı oymadaki hazzı…
Alır onu doruklara götürür, dağda yankısı…
Var ise o şarkı…
Oysa çıkmadı o şarkı, ağzımızdan… Yo… Çıkmadı…
Senyo yok, senkop yok, sus yok, diyez yok…
Fagot yok, ozan yok, ney yok, raks da yok…
Yuva yok, kaya yok, kuş yok, doruk yok…
Duruyor notalar çekmecede öyle mahzun…
Kırışık yüzü ile bakmada, coşkulu şef…
Yanlış biliyor, bu şarkının "Yokşarkı" adı…
Daha önce çalınmadı, sonra da çalınmayacak…
Aksaray, İstanbul, 2001
Kaynak: Gezgin, U. B. (2007). Gezgin Şiirleri (2000-2005) [Gezgin’s poetry]. Lulu.
Ulaş Başar Gezgin
Kayıt Tarihi : 9.8.2022 01:36:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!