Yoksa Seni İçimsıra Çok Mu Hızlı Yaşadım ...

Fulya Codal
13

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Bu yazının bir adı, bir türü ve bir cinsiyeti henüz yok. Annem hep derdi ki; ’samimi olmak en doğrusu... İçten ol, dürüst ol. O zaman hayatın sana açamayacağı kapı yoktur.’ Aslında yalan söylüyorum. Annem öyle bir şey söylemedi. Belki de söylemiştir, hatırlamıyorum ama söylemediyse bile bu felsefeyi annemin düşünmüş olmasını dilerdim. Şimdi yine her zamanki şaşkınlığımla dürüst ve samimi olmayı deneyeceğim. Çünkü elimde daha iyi bir kozum yok ve daha şahane bir yanılgı edinemedim henüz.

Yazmaya yazmaya delirdiğimi düşünebilirsiniz. Haksız da sayılmazsınız. Bence yazmamak da, en az yazmak kadar delice bir şey. Bunu bire bir yaşadım desem yeridir. Ailesel olduğunu düşündüğüm dertlerim, baharatların olduğu rafta depresanlarım ve tezgahta dünden kalmış bulaşıklarım var. Tipik bir kadınım ben. Dağınık ve sıradanım. Kahveyi çaydan daha çok sevdiysem burada bir mantık hatası var haklısınız. İroni yapacak halde de değilim üstelik. Bir sigara daha yaktım şimdi. Şairin dediği gibi; ’yaşanmışlıklara, yaşanmamışlıklara ve hiç yaşanamayacaklara’ keder niyetine olsun bir sigara da...

Evet ne diyordum... Nedense içimden bu yazıyı San Fransiskolulara (nasıl yazıldığını bilmiyorum, okuduğum şekliyle yazmak istiyorum. Biliyorsunuz yabancı dile vakıf değilim ve yazım kuralına bakamayacak kadar üşengecim bu aralar, ’hatta vakıf kelimesinin içerisindeki ’a’nın üzerinde de şapka olması gerekiyordu lakin buna takılmıyorum. Lakin de de şapka olmalıydı.. neyse) , Bedevilere ve Afrikadaki çıplak ayaklı çocuklara ithaf etmek istiyorum. Biliyorum umurlarında bile değilim. Ama kim bilir, birgün belki olurum...

Haa bir de; Frida ve Diego var elbette. Bu yazının, tam da bu yazdığım satırlarında ikisi mutlaka olmalı. Onlar idolüm. Frida’nın Diego’ya yazdığı ’Senden neden vazgeçtim’ine bir gönderme de ben yapmak istiyorum. Frida’nın vazgeçiş nedenlerini okuduğumda, hayır dedim. Çünkü içimde bir şeyler sızladı. Çünkü Frida Diego’yu sevmekten hiçbir zaman vazgeçmedi. Aslında vazgeçişini değil, vazgeçemeyişini anlatıyordu. Öyle çaresiz bir haldeydi ki, içindeki ayaklanmayı bir türlü izah edemiyordu. Bu kadar yetenekli insanlar bile tek bir his uğruna darma dağın olabiliyor. Aslında Frida, neden bir türlü bu cerahatli aşktan kurtulamadığını yazıyordu. Yazıyordu, çünkü başka düşündüğü bir şey yoktu. Yazıyordu, çünkü Turgut Uyar’ın dediği gibi; ’başka türlüsü güçtü’. Canını Diego’dan daha ustaca acıtan bir adam daha tanımamıştı. Acısını seviyordu. Onu acıtmayı seviyordu. Daha mühim bir saçmalığı yoktu hayatta.

Tamamını Oku

Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta