Kanlar üzerinde hayaller yürütüyorum acılarıma harabeye dönmüş silik bedenimden.Yine sonsuzluğa ilerliyor yokluk.
Saat soluk soluğa ölüme koşarken cesetlerden bina edilmiş mabedlerde yalnızlığım zikrediyor Allahı. Münafıkça ağlıyor varlık yokluğun varoluşunda.
Engellenmiş mutluluk hürriyetinde, aydınlığa giden yollara pusu kurmuş zulmet.
Ruhumun içinde acı hatıralarla dans ediyor çarsesizlik sonsuz gibi görünen o yollarda.
Göğe yükselen dualarla çalan yalnızlığa beste yaptığım ızdırap, artık tüm nağmelerin ahengide. Ve şefidir yokluk.
Kentler hep puslu...Umutlar yıkılmış ürkek poyrazlarda.
İs kokakan göğün yüzünden tutunmaya çalışan güneş ölü.
Bir yaşam belirtisi aradım ama yok. Her şey yokluğa bürünmüş.
Gecenin soluğunda ki solgun varoşlordan sıyrılan meleklerin kaderi bu üç harf.
Yerin yüzündeki bir lekedir yokluk.
Her kapının ardında çılıdırtan bir karanlık.
Her şey gibi başlangıçların sonu.
Kayıt Tarihi : 20.10.2011 23:15:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!