gece bürünmüşken karanlık elbisesini
üşüyorum ben yine güneşin yokluğunda
uykunun terk ettiği saatlerdeyim
merhaba diyorum karanlık geceye
umutla bakıyorum semaya
tek bir yıldız bulmak amacıyla
koca bir karanlık karşılıyor beni
ne ay ne de yıldızlar
kimse olmuyor bana arkadaş bu gece
herşey üs üste geliyor sanki
gökyüzü yalnız, ben yalnız
gece hakim gündüze,
zaman hakim yine bana.
kaybolmakta mıyım yoksa arıyor muyum
ararken sevgiliyi sanki umman yutmuş beni
ne bir pusula ne bir el feneri
sanki günün en kızgın anında sahradayım
susuzum, açım..
ademoğlu olduğumu hatırlıyorum
demden önceki adem
yoktan var olduğumu,
ve şimdi yine yokluk dünyasında olduğumu...
karanlık güneşin olmaması,
soğuk ısının yokluğu,
yalnızlık kalbimin sahibinin olmaması yanımda.
ümitsizlik umutlarımın tükenmesi
hep olmaması, hep olmaması
varolan şeylerin hepsi yine bir yokluktan ibaret.
yalnızlık keder karanlık ve uykusuzluk
yanmaktayım
pervanenin ışığa yaklaşması gibi gitmekteyim
beni kül edecek ateşe
gönlüme bir huzur istiyorum
sonunda yok olmak dahi olsa
yoklukları yaşamaktansa yokluğun parçası olmak
karanlık, soğuk, uykusuzluk ve yorgunluk
ve en önemlisi yalnızlık
koca evrende yalnız olduğunu düşünmek
yokluğu hissetmek yokluğunda
ateş sensin ey nazlı sevgili
yoklukları gösteren sensin
varlığın yok kılmakta gözlerin gördüğünü
o kadar göz alıcısın ki göstermiyorsun etrafı
karanlık bir odada mum ışığı gibisin
sadece ışığın görülmekte etraf ise kapkaranlık
kavuşmak sana pervanenin yanması da olsa
geliyorum yokluğa..
Kayıt Tarihi : 11.9.2018 00:27:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!