Gülücükler, yüreğinin lekelerini estirir,yokluğun bastırır bir ömür bastırılmış içsel özerklerimi.Aşk doğarken kaçışmalarımın ovalarına, aşka düşerim,aşka aşarım senli pınarların doğduğu beyaz dalgacıklar eşliğinde.İçimin bentlerini,sevginin bilenen ayet yüzlerinde okur,servetim,kerevetim kanilerine kitabe olur ,olunmazdan önce ,öncelikli hesaplarım tutulur sende.
Bir tutam kül kalmış, küflenmiş acıların yanılma yerinde.Ollarımın kelepçelerini çözecek anahtarı ruhunun kimyası süzer.Koşmuş, kalışlarımızın alevlerinde yanıklara merhem üreten umudun durularında duruldum ben.Şu kahrolası geçmişimizin sarhoş ve hatalara sarmaş dolaş olduğu anları silecek silgin nerde?
Hani hatırlar mısın bir aile ziyaretinde dönerken şehirlerarası, aşklar arası yolculukta kar yağmış,yar beyazlığın yağmıştı.Hani içimdeki buzlar daha erimemişken yolun buzlu yollarında otobüsümüz şarampole doğru yuvarlanmış ve sen çığlık çığlığa kucağa atılmıştın.Ölümün sıcak ateşinde,sıcaklarımız kurtarmıştı ölümden.O büyük sevgimiz bizi o kazadan kurtarmıştı.Otobüs yavaşlarken açılan kapından karın üstüne atlamıştık,birlikte yuvarlanıp bu aşkın ölümsüzlüğünü kurtarmıştık. Yeniden buzlarım büyümüşken sensizliğe,yeniden benle uluslar arası, gönüller arası bir yolcuğa var mısın?
Işıdıkça gelemeyişin bir yağmur tadına verdim adını.Sevginin en başı, en sonu belliymiş,acıların sonu hiç belli değilmiş,senin acını yaşarken anladım pıtırcığım.
Seninle ilk buluşmamızda yağan yağmur, yağmurun içindeki sen buğusu ve mavi gözlerindeki ömürsel ışıktı. Bütün sevgimi bir kelebeğin kanadına,bir arının iğnesinde,bir kirpinin piklerine ha bir de yüzündeki bene yükledim.Her biri bin bir yerden beni sana taşıyacak bilesin. Karlar altında,yarlar altında,aşklar altında,aylardır görmediğim senler altında yetişen ve büyülü beyazlarını açan kardelenlerim seni bekler.Dağlarımızdaki karlar erimiş, yalnızlık deremiz,kar suları,sen suları,kavuşamamanın imkansız ulaklarıyla taşkın taşkın akar, gözlerim aşkın aşkın son fotona bakar.
Serbest bir şiir gibiyim. Oyunlardan, huylardan sıkıldığında, içinin enlem boylarında kendini imgelere yükleyen bir karışık benden ne çıkar hiç düşündün mü?
Arzularımın kapsüllerini patlattım dermansız kaldığım kavuşma yokuşlarında.Terimi güzeller nakışlı mendilleriyle sildiler,beni senden sildiler.Mutlu musun? Hep yokuşlar ürettin gitmelerden,etmelerden.
Darmadağınıklığın uzağından kurtulmak için yüzdüğüm tüm denizler tuzlu ve sen kokulu.Deniz anları benimi sarar,yunus balığı yunus anlatır bana.Der ki sen mi Yunus mu… daha çok çekti.Hanginizin sevdası özden tüllenir.Hangi dalga sizi aşırır sonsuz okyanuslara.
Kaf dağının ardından kapatmışsın bensizliği,yaralarımın loş ışığında yalnızlığını beslerken çaresiz hallerden.Kozandaki ipekler benim şiirlerimi örerken tüm yüreklere bir gün yüreğin sızlamadı mı?
Bu sözceler seni kırgınlığın dinsizliğinden çıkarmadı mı? Bu kadar imansız kaçış olur mu? Merhametin metinleri seni sağlama almış olmalı.
Tutsaklığı bitmeyen kardelen çiçeğim. Ruhunun en karışık müziklerinden biraz benden çal.
Seni taşıdığım gönül salımda,sen alına alına,sen salına salına gidince ölü denizlere demir attı uzatmalarım. İkilemler arasında senli iklimler oluşmuşken yine bir kırk ikindi yağmur ve gidişlerini tümleyen bir gökkuşağı çıkar her renkte beni sana ve sensizliğe bütünler.
Yaşanmamış evgin kalışlar döllemez içindeki bensizliği. Tutkunun inciten iksirlerinde beni içen güzellerden sana biraz söz derledim.
Nefesini zorlayıp dalabilirsin yazınlarımın dalgalı denizine. Her cümlede ne kadar sen varsın,her kelimede ne kadar eritmişim okuyuver pıtırcığım.
Kayıt Tarihi : 28.4.2009 21:17:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Güzeldi...
Sizi tanımak,şiirlerinizi ve yazılarınızı okumak iyi gelecek bana...
Sevgilerle...
Bu sözceler seni kırgınlığın dinsizliğinden çıkarmadı mı? Bu kadar imansız kaçış olur mu? Merhametin metinleri seni sağlama almış olmalı.
Tutsaklığı bitmeyen kardelen çiçeğim. Ruhunun en karışık müziklerinden biraz benden çal.
Seni taşıdığım gönül salımda,sen alına alına,sen salına salına gidince ölü denizlere demir attı uzatmalarım. İkilemler arasında senli iklimler oluşmuşken yine bir kırk ikindi yağmur ve gidişlerini tümleyen bir gökkuşağı çıkar her renkte beni sana ve sensizliğe bütünler.
Yaşanmamış evgin kalışlar döllemez içindeki bensizliği. Tutkunun inciten iksirlerinde beni içen güzellerden sana biraz söz derledim.
Nefesini zorlayıp dalabilirsin yazınlarımın dalgalı denizine. Her cümlede ne kadar sen varsın,her kelimede ne kadar eritmişim okuyuver pıtırcığım.
Her sartırda durup geri dönüp tekrar okuduğum şiirlerinizden biride bu şiir .yüreğinize sağlık tebrikler.
TÜM YORUMLAR (2)