ben artık yağız atlar koşturuyorum uzun geniş yeşil vadilerinde
sallanan yellerini okşar gibi rüzgarda çocuğun
yemyeşil gözlerine takıyorum umutlarımı
ben artık buluttan evler kuruyorum pencereleri buğulu akşam
bahcesinde deniz
denizinde alabora olmayan yelkenliler
ve derinliklerinde boğulmayan aşklar düşlüyorum boyuna
neresindeyim hicliğine gömüldüğüm ayna
sokak çocuklarının uzun kirli sacları arasında dolaşan bit
sen değilmisin bu tablonun değişmeyen bilindik oyuncusu
ey ıslıklarımda büyüttüğüm yalnızlık
ne sen kanatabilirsin artık ellerimi
ne dişliler arasında zincir gibi döner durur hüzünümün akşamı
sadece bir eylemdir şimdi
etinin etimden kayıp gitmesi
bir gün başladığım yerde sonlayacağım bu hayat yolculuğunu
birgün herşeye rağmen tüm yaşanmışlıklardan arınarak elbet
ve sırf senin icin koyulacağım yola.........
oyuklarından arındıramadığım beynim
cografyasını değiştiremediğim kalbimin en sol yanına
sızdırarak seni
tek yolun sana olduğuna eren aklımla
kaçak girdiğim geminde sana mülteci
boğulacağım belkide
ne filikalar inecek suya
ne deniz yoracak
rüzgar olacağım inadına rüzgar
cografyasını değiştiremediğim kalbimin en sol yanına sızdırarak seni
sırf senin icin sana poyraz
tarayacağım saçlarından bensizliği
BENBAHAR1111
Sultan İnanKayıt Tarihi : 18.8.2008 00:51:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

buda benimki
Nur-i Mehri
Bilmem ki yaptığım bu kaçıncı çağrı,
Yanar sinemde, bir ateş ki sönmez harı,
Kâbus gibi üzerimde hasretin varı,
Sağ yanım güler, sol yanımda amansız ağrı.
Sen nerdensen! Ey ay parçası nur u Mehri,
Bir ahiri sevda ki, bekle gelmez ahiri,
Bu gece de içtim sensizlik denen zehri,
Mevsim yaz, ay ağustos, gün ki, gün zemheri.
....................................
bilal özcan
sana tutkun mülteci
boğulacağım belkide
ne filikalar inecek suya
deniz yoracak beni
Diline saglık
TÜM YORUMLAR (2)