Sen dokunduğunda bu şehrin tenine, çığlıklar duyulurdu
Ayak izlerinden anlardım gelişini
Şimdi binlerce insan bu şehrin illegal sokaklarında
Ama hiç biri,
Yüzümdeki hüznü görmüyor senin gözlerinden
Ki
Sen olmayınca...
Bir isyanı işaret eden gözyaşlarım düşmekte.
Yıkık bir kentin yorgun iki savaşçısı gibiydik
Bir zafer daha kendini geçmişe armağan eder
Sonsuzluğun paçavrasına iliştirdiğim sevmelerim
Ya da belkilerim hangi lisanı zapt eder.
Kanaması durmayan yaram biraz daha az bana.
Şimdi seni bir eylüle yüklüyorum
Sesi dudaklarımı döven kadın!
Hangi mevsimde yatağımın sol yanını doldurursun?
Bekliyorum.
Yokluğunun bıçak izlerini taşıyorum sırtımda.
Yaşadığın ne varsa, yitir.
Yaşayamadıklarını biriktir öyle gel!
Yarınlar o kadar uzak da değil.
Gözlerin arayacak beni, zamansız üşümelerinde
Özleyeceksin biliyorum.
Sesi değdiğinde dudaklarımı üşüten kadın!
Zamansız silineceksin biliyorum.
Tıpkı geldiğin gibi
Bu intihar bakışlı sevdamıza aldırmadan
Bu şehrin caddelerini bir isyana bırakıp gideceksin
Ne çok büyüttüm gözlerimde seni,
Yokluğunla ne çok büyüdüm.
Güneşsiz bir sen sizlikle sevdim
Sen izlerini bırakırken geçtiğin boş caddelere
Ben senli gözyaşlarımda boğuldum.
Sen benim monoton bir sevdamın kahramanıydın.
Ben bir tek, gözlerimde sustuğunda kanardım.
Sen bilmesen de,
Kilometrelere dayadığım çığlıklarım da
Kulaklarındaki melodinin cızırtısını yaşıyorum.
Ve ben hep seni özlüyorum...
Emre Kınay
Emre KınayKayıt Tarihi : 29.12.2011 15:04:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!