sözler hükümsüz bir avuç avuntu
gözlerimin sen yamacından dökülen yaşlar misali
sensizliğime serip umutsuz sersefil bakışlarımı
beklemek gözlerimi yatırıp en uzağa yol kenarında taşlar gibi...
toplayıp yüzümden en arsız gülüşleri
dönüşüne çıldırasıya sevinmek için ölümüne
kollarımı açıp
kapı ardına mahkum suslara gömülüp
verenda da bir avuç kuru yaprak misali
bu mağrur dağın yamacında yazıları silinmiş
yitik lahit kadar sessiz küf kokulu toprağa belenip
özleminle alev ateş yanarak iki eli koynunda beklemek...
sensizliğime yazdığım abuk subuk şiirlerin ardından
mavisini yitirmiş göğün grisine saklanmış vatansız
aksak martı gibi çığlıkları göz edip kör uçmak...
kalemin ak tenli kağıda son aldanışı son kayboluşum
sesiz harflerin ardına ses olup bu son inleyişim
şimdi cümlesini kaybetmiş noktayım...
benden önce yola çıkmış seni bekleyen sevinçlerim
duman duman sol yanım hasret yanığı yanıyorum...
yokluğunu kıvılcım yapıp son yanışım
ben yanmayı öğrendim bir avuç ateş kesilmişim
ha gözlerinde ha yokluğunda yanmışım ne fark eder...
bir yudum sevinç serp gel de yangınıma
ümitle tutunur da küllerimden yeniden doğarım senle bekliyorum...
çok özledim
bu balıkçı kasabası cehennem oldu yanıyorum
dersem bir damla yağmur olur yağmaz mısın...
taş kesildim yolarına bakıyorum
özlem dolu şiirler yazıyorum kağıttan gemiler yapıp
göksuya salıyorum göksu oluyorum çağlıyorum duymuyor musun...
bak bu günde akşam oluyor
evlerin ışıkları bir bir yanıyor benim boynum bükük kalıyor
salaş balıkçı meyhanesinde ümidim
boşalan şişelere meze oluyor göz yaşına boğuluyor biliyor musun...
şarkılarda sarhoş
bu akşam bir başka yalpalıyor hüzzam hicaz arası dilime dolanıyor...
Hasan ODABAŞI
Hasan OdabaşıKayıt Tarihi : 22.3.2021 18:15:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!