Yokluğunda VII Şiiri - Necdet Uçan

Necdet Uçan
10530

ŞİİR


16

TAKİPÇİ

Yokluğunda VII

Bir huzursuzluk ki
Sabaha dek
Sağıma soluma dönerek
Sıkıntılı süreci takiben
Herhal
Tersimden kalktım bugün
Baktım yoksun
Etrafta
Ses seda da yok
Ve gün ağarmak bilmiyor
Yaprak döküyor yüreğim

Bir hışımla
Ayağa kalkmaya çalışsam da
Yüreğimin atışları
Sayılamıyor saniyede
Sanki anlamlandıramadığım
Tanımlayamadığım
Konduramadığım
Bir şeyler kopuyor
Eksiliyor içimden
Toparlayamıyorum

İçi boş
Buruşturulmuş kağıtları
Yarım kalmışlıkları
Takıntıları
Yırtılmış plan, proje
Hayal meyal anıları
Kayıt,kuyudat
Ivır, zıvır ne varsa
İtirazsız
Ne atsan alacak durumda
Çöp kutusu gibiyim

Nerdeyse
Kuşluk vakti olmak üzere
Kısa bir olumlama
Ardından yanılgıyla
Acaba diyerek
Beklentiye giriyor
Yok, olmadı
Sonucuyla yüzleşip
Gözümü dört açarak
Umutlarımı kuşanıyorum
Nafile
Ve boşuna

Duygu gel gitleri
Sendeleme
Şaşkınlığım
Kaygıya evrilmeye başlarken
Nereden
Ve nasıl başlayacağımı
Neyi
Nerede
Hangi kantarda tartacağımı
Neyi tutup
Neyi atacağımı
Ne yapacağımı kestiremiyorum

Refleksle sarılıyorum
Beğenmediğin telefonuma
Ne arayanlarda
Yazanlarda
Ne çağrılarda
Cevapsızlarda
Okunmamışlarda
Mesajlarda
Ne hikayede
Mavi tiklerde
Ne de gülümseyişinle
Ekranımdaki yüzünle varsın

Voltalıyorum
Geçmişin labirentlerinde
Siyah beyaz fotoğraflarda
Etkisinden kurtulamadığımız
Gözümün önünden
Film şeridi gibi geçen gerçekliklerden
Hani çocukları seyrederken
Oturduğumuz parkta
Gezindiğimiz yolda
Gittiğimiz pazarda
Dar alanda
Tozun dumana karıştığı
Gençliğimizin kaldığı sokaklarda
Yakınımda, uzağımda
Semtimde,
Şehrimde yoksun

Sorgu sual edip
Aklını karıştırmadan
Belli ki koymuşsun kafana
Ya da
Yoklamamışsın bile duygularını
Araya
Pişmanlık filan girmesin diye
Hesabı, kitabını yapmadan
Dürmüşsün defteri
Geri dönüşümsüz
Vermişsin kararını
Lakin,
Ses tonunu dahi unutturarak
Yoksun ortalıkta

Anlaşılan
Daha uzaklaşmadan
Kırmızı çarpı atıp
Çizgisiz Harita metod deftere yazılanların
Birer birer çizmişsin üstünü
Silgi kullanma zahmetine katlanmadan
İnce bir titizlikle
Pürdikkat
Çoğu yaşanmışlıkların
Üstünü karalamışsın
Nasır tutan yıpranmışlıklara inat
Şimdi, fersah fersah hasretsin

Bilcümle kalleşliğin
Konfetilerle süslendiği ülkede
Nereye
Ne kadar zamanda
Nasıl gittiğimi sezemeden
Bu bilinmezlik
Kendini kaybedişlik
Paramparçalık denklemi
Ve bunalmışlıkta
Dip not düşemeden hayata
Kayıp bir limana sığınıyorum
Güvensiz,
Titrek
Alabora yürekle

İçimdeki sıkıntıya
Göğüs gerip
Akıntıya kürek çekerken
İmbatın taşıdığı iyot kokusu
İmdadıma yetişiyor
Kokun gibi burnumda tütüyor
Dalgalarla gelen her vurum
Göğüs kafesimin inip çıkması
Ve her nefes alış veriş
İç çekerek, kahrederek
Amansız sancıya evriliyor

Her daim olduğu gibi
Akşamın kızıllığında
Sahipsiz ve tarifsiz
Bir hüzün doluyor içime
Ağlamaklı oluyorum
Zira, bu kez
Kat kat yaşıyorum bu duyguyu
Zor tutuyorum kendimi
Sanki, senin gibi
Güneş de alıp başını
Bir daha dönmeyecekmiş gibi
Kapanarak üstüne
Sımsıkı sarılıyorum
Sıcaklığı ve yakıcılığına

Yavaşça
Karanlık çöküyor yalnızlığıma
Göğe takılıyor gözüm
Dolunay
Bir parça aydınlatıyor umutlarımı
Efil efil esen
Rahatlatan dağ esintisi
Havada leylak kokusu
Hani başını yaslayıp omzuma
Dilek tutarak
Birlikte saydığımız
İsim taktığımız
Yıldızlarda arıyorum seni
Ve parıldayan yakamozlarda
Ama, yine yoksun

Öyle böyle değil
Yokluk çıldırtıyor
Alıyor aklını insanın başından
Delirtiyor
Ve cidden
Altı okka koyuyor adama
Yokluğunsa cabası
Umarsız
Ne yapacağını bilmez
Tırsak edayla
Yalnızlığım
Ve bir başınalığım ile
Kıskıvrak yeniliyorum zamana

Sana
Ne dense, az
Boş ve gereksiz
Sarf edilen sözcüklerin her biri
Tonlarca ağırlıkta
Lakin etkisiz
Öznesi, yüklemi, nesnesiyle
Tümce kurmak yitiriyor anlamını
Noktayı koymakta zorlanıyor
Virgülle
Ardından paragrafla bitiriyorum
Zira düşünmenin maliyeti
Konuşmanın
Yazmanın bedeli ağır
Bu yüzyılda

Hikayenin sonunda
Gökten üç elma düşmez
Ne sana
Ne bana
Ne de okuyana
Çünkü sen
Artık
Ne aklımda
Sırrımda
Yanımda
Anılarımda
Evveliyatımda
Ve yaşantımda
Ne yüreğimde varsın
Önyargısız baktığımda
Yoksunluk bana
Yok olmak sana
Sadakat bana
Vefasızlık sana
Çabalamak bana
Bencillik sana
Kaygı bana
Rahatlık sana
Günah bana
Sevaplar sana
Özlem bana
Çekip gitmek sana
Mücadele bana
Kaypaklık sana
Sevda bana
Nankörlük sana
Ayrılık her ikimize
Dostluk ayağa
Yoldaşlık tuzağa
Dedikodu
Gıybet
Ve aymazlık
Ona, buna düşer

Bunca yıl
Kar mı yağdı
Güvendiğim dağlara
Kumpas mı kuruldu
Düşün dağarcığına
Düştüm bir karmaşaya
Kurt kapanı
Kurtlar sofrası
Zifiri karanlığa
Kördüğüm olmuşluğa
Büyüleyerek açan
Mis gibi kokan
Çiçeklere ne oldu
Ne oldu sol yanıma
Beni yanıltmayan
Sevgili sevdama
Yitik hayallere
Bitimsiz umuduma
Ne oldu gökyüzüme
Bu kızılca kıyamette
Kararan güneşime

Haziran 2023

Necdet Uçan
Kayıt Tarihi : 23.6.2023 14:09:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!