‘’Giderken kalmasaydı yüreğin bende sevgili, onuda al yanında götür, gittin yerde yüreğin sana lazım olacak bende kalan gözyaşların yeter bana ‘’
Yine son bir veda ile geldin yanıma soluksuz umutsuz bir akşam üstü. Bitti derken ne kadar da sakindin sevgili ‘’varlığımla yaşamaya alışmadın ki yokluğumda kan revan içinde kalacaksın’’Oysaki ben seni gecenin soğuk ayazlarında sevmiştim. Sen kokan her cümleyi sen bilip kokusunu içime çekerdim. ’’Varlığın yetmezken şimdi yokluğuna yetim bıraktın beni katransı gecelerde’’. Hani gözyaşların varya senin bir dirhem gözyaşın için ben binkez secdeye yatıp dua ederdim. Her gülüşün için yüreğimden bin defa dua çiçekleri yolardım bal kokan tenine.
Yoksun şimdi; Ayazlarda kalsada yüreğim dönme geri sevgili. Aşkım sana ağır geldiyse, hüzün kokan gözyaşlarımı, sen diye atım çığılıklarımı gitme diye adını haykırdım yerlere gelme sakın, bırak sensizliğin hücrelerinde sensizliğe alışıyım.
Dört yılımızın sonunda bana mutluluğu gebe bırakarak gidiyorsun. Arsız fırtınalarda sensizliğinle alabora olup kıyaya çıkmak için ya sensizliğine alışa cam ya da o fırtınada mavi okyanusların derin sularında kaybolacam. Korkma sen sevgili, gittin diye hiçbir zaman suçlamadım seni, gittin diye zere kadar bir kızgınlığım yok.
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman