Yaprak suya düştüğünde,
Yağmur yüzünü toprağa döndüğünde,
Her gecenin sabahında,
Her sabahın akşamında,
Mersimler birbirini kovaladığında,
Gökyüzü yüzünü astığında,
Tarifi olmayan acılarda,
türlü türlü işkenceleri,
üzerime yığan yokluğunda en çok yanar canım.
Zamansız vedalarda,
Anlamsız kavgalarda,
Söylenmek isteyipte söylenemeyen tüm cümlelerde,
An gelip durmasını isteyipte durduramadığım,
An gelip çabucak geçsin istediğim
kahpe zamanlarda,
Tarifi olmayan acılarda,
türlü türlü işkenceleri,
üzerime yığan yokluğunda en çok yanar canım.
Kimi zaman tokat gibi yüzüme çarpan,
kimi zaman kokunu taşıyan rüzgarda,
Daha belkide anlatamadığım,
Türlü türlü anlarda..
Ama en çok sen benden uzaklardayken,
Bir duman kaplar içimi,
İliklerim bile üşür yokluğun da.
Tarifi olmayan acılarda,
türlü türlü işkenceleri,
üzerime yığan yokluğunda en çok yanar canım.
Ve sen ey sevgili,
ve sen kocaman ama çocuk adam,
ve sen her yalandan daha yalan,
her gerçekten daha gerçek,
ve sen gözleri buğulu,
yüreği kocaman adam,
gel artık...
Bu yokluk bu sevdaya YAKIŞMIYOR...
Kayıt Tarihi : 21.6.2006 10:09:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Mersimler, Mevsimler mi olacak acaba
Sevgiyle kalın
TÜM YORUMLAR (1)