YOKLUĞUNDA Bekledim…gidip gelip baktım o telefonun anlamsız ekranına… Bekledim MESAJINI. her dakikam belkiler geçti aklımdan her saniye keşke dedim kimse duymadan…korktum anlatmaya hala seni sevdiğimi hala sana deliler gibi aşık olduğumu anlamalarından korktum… insanların o lanet olasıca yüzlerinden sakladım gözlerimi… Evet artık korkarak seviyorum seni ve bekliyorum… beklediğim günleri biriktiriyorum… her sabah uyandığım yeni güne senin adını veriyorum… gidişine yüklüyorum bütün mutsuzluklarımı… her gün karşılaşıyorum pişmanlığımla… Allah kahretsin neyi sevdim ben sende diyorum. her seferinde bir cevap bulmaktan nefret ediyorum…
Şimdilerde fark ediyorum sevmek sevdiğini haklı çıkartmakmış…bana yaptığın onca şeyi yeni yeni hissediyorum.kimi zaman güçleniyor kalbim ayaklanacak oluyor o zaman değişiyor benimde duruşum sana karşı daha güçlü daha dik oluyor bedenim…tek bir bakışın omuzlarıma yüklenip yıkabiliyor beni olduğum yere…seni çok sevdim de sen anlayamadın bunu…yada anlamak istemedin. kimse seni böyle sevmediği için bir garipti bakışların. anlamadığın,anlam veremediğin bir şeye baktın sen sadece. haklıydın artık bende anlam veremiyorum seni sevmeme…neden diyorum neden bu kadar çok? çünkü artık sevmek mutluluk değil acı veriyor bana…sevmek kolay değil…sevmek derken bile zorlanmalı dilin çünkü o kadar değerli ve zor.sen bunu hiç anlamadın.seni sevdiğimi anlamayı beklemiyorum artık. insan mutsuz olmak,acı çekmek neden ister ki....Artık seni sevmek sadece mazoşist eğilimlerden ibaret geliyor bana.çünkü ben seviyorum ve anladım ki bu sevgi bana sadece acı getiriyor. seni sevdikçe canım acıyor…derime batıyor sevgim.kanım fışkırıyor kesik yaradan içimdeki nefreti akıtıyor…Seviyorum ve yeniliyorum artık…. Düşündüm ve vazgeçtim Beklemekten seni.Sadece seviyorum… Paramparça yüreğimle….
Sen yapamadığın hamlenin, hayatin boyu inanmak istediğin değerlere sahip gibi gördüğün düzeni yok etme girişiminden Başka bir şey olmayacağını düşündün hep...
Bense yılların verdiği bir alışkanlıkla içinde var ettiğim bana daha fazla acı vermemek için susmayı tercih ettim...
Demiştim ya "yüreğim susmayı öğreniyor". Asli yok. Sevdiğini anladığında içinde duyduğun çiğliğin yankısı hiç bitmiyor. O hiç susmayacak... Her gün, her saat bana haykıracak, bağıracak, parçalayacak içimi. Benimse yüzümde o gülümsemem yer edinecek tekrar...Her soğuk üşütemediği gibi, her ateş de yakamazmış insani... Üşüyorum alev alev üşüyorum... Hani saatlerce sessiz, tek kelime etmeden RESİMLERİNE bakışlarım var ya; gözlerinde beni ısıtacak olan anlamları yakalamaya çalışma çabamdan baksa birsek değil... Ve her yakaladığımda kaybettiğimi hissetmemden öteye gitmeyen bekleyişler... Ve her kaybettiğimde yeniden yakalama çabam...Geceyi izliyorum şimdi...Elimde dumanı katran sigaram,karşımda ise fotarafın
susuyorum ben yine...gözyaşlarım konuşuyor yerime...hayalin yanımda bakıyorum sadece,dokunsam kaybolacak biliyorum,dokunamıyorum...
Sesler fısıldıyorsun kulağıma,duyamıyorum,sağırım sanki duvar gibi.
Yıldızlara bakıyorum,benim en parlak yıldızım sen! kayıp,gidiyorsun artık gökyüzümden...
Tutamıyorum zamanı her geçen dakikalar düşmanım benim,sensizliğe attığım ürkek adımlarım onlar. Gözyaşlarımın, esiri olmuşum durduramıyorum, yağmur misali yüreğime akıyorlar. Dilimde bir şarkı adını bilemediğim, bana seni hatırlatan... ve her seferinde ayrılığımıza lanet okuduğum sözlerim... Nasıl sensiz kaldığımı, her sabah uyandığım da seni yanımda bulamadığım da içimin acıdığını, kalabalıklar içinde nasıl yapa yalnız dolaştığımı ve dünyanın öbür ucun da olsam bile nasıl yüreğim de götürdüğümü, telefonun tuşların da numaranı çevirememe cesaretsizliğimi izliyorum,kalbimin 'ara' ama beynimin asla 'arama' dediği ve en sonun da kalbimin galip, geldiği ürkek ürkek arayıp, sadece sesini bir kez duyma hevesi dilimin ucuna galipte söyleyemediğim seninse bekleyip,sadece 'alo' demekle yetindiğin ve benimse asla konuşacak gücü bulamadığım,bulsam da konuşamayacağım duygular içindeyim sevgilim... Seni düşünüyorum... Daha nereye kadar susacaksın? ne çektireceksin bana ne kaldı ki söylesene? Bu ödediğim bedel niye? ben sana ne yaptım,tek suçum tek hatam sana değer vermek mi? uğruna gözyaşı akıtmak mı? seni sadece bir kez görebilmek için,her gece Allaha yalvarmam mı? Söylesene sevdiğim cevap versene böyle suskun durma ne olur, sen sustukça ben haykırıyorum, sevdamıza. Konuş sevdiğim. Söyleyeceklerin ne olursa olsun hazırım ama yeter ki susma! Sevgimizi sessizliklere, gözyaşarına boğma. Bilmeliyim bana dair ne varsa Sende.... Her insan hak ettiğini yaşarmış ya sevdiğim! Sen hak etmediğini, beni, benim aşkımı yaşadın. Verdiğim sevgi, hissettiğim aşk senin hak ettiğinden çok çok fazlaymış meğer. Kim bilir belki de bu yüzden böyle oldu. Benim aşkımmış sana asıl ağır gelen… Bu yüzden hep kaçmayı, kolayı seçtin. Karşılaştığın ilk engelde arkanı dönüp gitmeye kalktın. Bir kere de üstesinden gelebilirim bunun demedin, diyemedin. Benim payıma düştü hep engeller, karanlıklar, zorluklar… Şimdi o zorluklara bir yenisini daha ekliyorum ve bu sefer benim için hiçte kolay olmayan bir şey yapıyorum: seni hayatımdan sonsuza kadar çıkarıyorum. Çünkü anladım ki sen yüreğime ışık tutan, bana yol gösteren sandığım o büyük aşk değil, yolumu gidilmez yapan, kapkaranlık bir boşluksun. Bu yüzden vazgeçiyorum senden, aşkımdan, sevgimden belki de en önemlisi kendimden… Korkuyorum anlıyor musun O boşlukta yapayalnız kalıp, yönümü hiç bulamamaktan korkuyorum. Günün birinde beni bırakabileceğin, gidebileceğin, sevgimin biteceği korkusu, yerini; yolumu bulamama, kendimi o boşlukta kaybetme korkusuna bıraktı. O yüzden; GİT ŞİMDİ… Yanına sevgimden kalan sevgi parçalarını da alve git. Çık hikâyelerimden, yazılarımdan, hayatımdan düşlerimden...
Kayıt Tarihi : 1.5.2014 01:46:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!