Kendimi şikayet ediyorum
Gece yarısı ter basmalarında, hıçkırıklarla uyanan titrek bedenlerin korku dehlizlerini kapatamadığımdan ve çocuk bakışların çamurlar içinde aradığı güle hayalini gerçeğe döndüremediğimden suçluyum
Bayram günlerinde kavurmayı mideme indirirken ve bunu ekranlara hangi profilim daha iyi görünür uğraşısıyla yaparken, bilmediğim bir yerdeki karın gurultularını, derenin sesi hoş geliyor edasıyla dinlediğimden suçluyum.
Gençliğin deli dalgasıyla urgan kollarına sığınan çaresiz, sevgisiz, dışa vuramadığı duygularını iplere anlatan delikanlının yanında olamadığımdan, sessiz haykırışlarını dinleyemediğimden suçluyum.
Kadın çığlıklarında duvarlara sıçrayan kana kırmızı leke diye baktığım, yılda bir kere kutsal saydığım kadınımı işkenceden sonra yarasını sarmak yerine, yara açtırmamak için eğitim vermediğimden ve taze dudaklara morarmadan tebessüm şarabını içiremediğimden suçluyum.
Öz değerlerlerimi hiçe sayarak, insanı her şeyin üstünde tutmam gerekirken,saygı duyamadığım kadına bedensel arzularımı karşılamadığı noktada recm emrine uyup ilk taşı attığımdan,Töre adı altında işlenen cinayetlere ahlar vahlar edip en küçük aksilikte aynı dar kalıplarda suçu örtbas ettiğimden,erkeğimi banka, cebini kasa olarak görüp yapılacak en kötü şeyi ihaneti hoş gördüğümden suçluyum
Soğuk kış günlerinde ya da sıcağın bunaltısında görmeyen, duymayan yavrusunu eğitim aldırmak için bin bir zorlukla okula götüren, oyunlarda onun gözü, elleri olmaya çalışan ananın, babanın gizli haykırışındaki bedel olamamaktan Mum ışığı arayan gözlerin ateşini yakamamaktan bir şeyler yapmak isteyen insanlardan duyduğum ilk gün heyecanından sonra yapacağımı söylediğim iyilikleri onlarca duyarsızlık listeme eklediğimden suçluyum.Ben yılandan uzak olayım mantığıyla konuşmam gereken yerde susmaktan, öfkemi korkularımla gömmekten..korkaklığımdan suçluyum.
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman